Tavaf yaparken bildiğim bir gerçeği yaşamaya
başlıyorum:
Allah, evinin etrafında sadece bakarak gezinmenizi ibadet sayıyor.
(Teşbihte hata olmasın) Maşukunun evinin önünde,
penceresinin altında dolaşan, bekleşen divane, serseri âşıklar gibiyiz. Avare
gibi hayranlıktan ağzımızın suları akarak başımızı ondan, beytinden ayırmadan
dönüyoruz. Dönerken bazen yalvarıyoruz, bizi sev, bizi kulluğuna kabul et,
diye! Bazen onu sena ediyoruz, bazen onun sevdiklerini sena ediyoruz. Af
diliyoruz, ama en çok bizi yine evine kabul et, tekrar tekrar gelmeyi nasip et, diyoruz. Çünkü daha ilk günden, buradan nasıl ayrılacağız diye üzülmeye başlıyoruz.
Evinin kapısına geldiğimizde belki manen içeri davet eder
diye umarak selam veriyoruz:
Bismillâhi Allahû Ekber!
Makam-ı İbrahim’in önünden geçiyoruz da onun ayak izini, Kâbe’yi
yaparken ayağının altına merdiven olan o mübarek taşı görüp keşke onun
ayağını bastığı taş kadar olsaydık demeden edemiyoruz.
Tavaf esnasında beni derinden etkileyen iki hadise oluyor.
- İki tavafta da gördüğüm esmer tenli, beyaz sakallı, tertemiz beyaz kıyafeti, elinde bastonuyla tavaf etmeye çalışan, o hengâmede ise kimsenin çarpıp aksatmadığı, yere düşürmediği gözleri görmeyen bir amca. Gözleri âmâ ama kalbi görüyor ki Rabbim ona da bu devleti bahşetmiş diyorum.
- Diğeri ise elleri ile yerde sürünerek tavaf etmeye çalışan ayakları olmayan bir dede… Tekerlekli sandalyeye izin veriliyor, ruhsat var ama belki parası yok, belki kendi say ü gayreti ile ibadetini tamamlamak istediğinden bilinmez, kan ter içinde kalarak, elleri ile vücudunu çekerek tavafını yapmaya çalışıyor. Onu görünce diyorum ki; onun tavafı kabul olunurken benimkinin de kabul olması için haya etmeden nasıl dua edebilirim!
Genci, yaşlısı, çoluğu çocuğu, göreni, görmeyeni,
yürüyebileni, yürüyemeyeni, her beldeden bir sürü insan var bu kalabalığın
içerisinde. Bizi de bu kalabalığa karıştıran Rabbimize şükrediyoruz.
Sonra bir açıklık bulup Kâbe’nin duvarına doğru
yaklaşıyoruz. Erkekler bizi muhafaza ediyor ve sırayla Kâbe’ye sarılmaya
gidiyoruz.
Ah sıra bana geliyor! Nasıl anlatayım bilemiyorum; örtünün
altından duvarına, hani o, peygamber efendimizin iki eli ve tüm vücudunu yaslayarak
dua ettiği duvara ellerimi değiyorum. Yaşadığım duyguyu tarif etmemin imkânı
yok. Her şeyi ve her şey hakkında yazabileceğimi iddia ederdim, zavallı ben!
İşte size o an ne hissettiğimi anlatamıyorum.
Tavaflarımız kalabalığın şiddetine göre bazen yarım saat
sürerken bazen bir buçuk saati buluyor. Bir buçuk saat 50 derece güneşin
altında kalıyoruz. O güneş bizi bir daraltsın, o kalabalıkla beraber nefes
alamaz bir duruma gelelim, yok efendim yok! Sıcak aklımıza bile gelmiyor. Güneşin
yakıcı sıcaklığı da dâhil olmak üzere o anda dünyalık hiçbir şey düşünemiyoruz.
Tavafı bitirip 2 rekât tavaf namazımızı kılmak üzere uygun
bir yer buluyoruz. Namazdan sonra zemzemlerimizi içip umrenin vaciplerinden
olan Safa ve Merve arasında sa’y yapmaya gideceğiz.
Devam edecek...
1.Kısmı şuradan okuyabilirsiniz.
2.Kısmı şuradan okuyabilirsiniz.
22 Yorumlar
Allah Kabul etsin.
YanıtlaSil(tam yazıyı okurken pat diye ortaya çıkan bir karede facebook aboneliği talebi okumayı kesiyor.Benim fikrim başka bir kenara koysanız daha iyi olur.)
Allah razı olsun.
SilTavsiyenizi dikkate alacağım, :)
Canım nabrut Allahım tekrar gıtmeyı nasıp etsın. Oyle guzel anlatıyorsunki tekrar tekrar yasatıyorsun bıze çook tesekkur ederım kendı adıma zıyaretını yazıp paylaştığın için 😘
YanıtlaSilAmin cümlemize tekrar tekrar nasip etsin ^^
SilBen de yazarken tekrar yaşamış gibi oluyorum, sayenizde!
Öyle güzel anlatmışsınız ki... sanki O mubarek mekana gitmiş anlattığınız herşeyi yaşamış gibi hissettim kendimi. Adı geçince bile gözlerim doluyor gidip görmek nasib olursa gözyaşlarım sel olur heralde. Rabbim kabul eylesin ibadetinizi, ziyaretinizi bizlere de nasib eylesin inşallah
YanıtlaSilÖyle bir his geçirebildiysem ne mutlu bana..
SilRabbim bizzat gidip yaşamayı nasip etsin inşallah.
Offff, kıskanmak mı diyeyim, imrenmek mi diyeyim, aşermek mi diyeyim... Allah bize de nasil etsin 🙏 (Asiye)
YanıtlaSilBu kıskançlık çok güzel, Allah'ın sevdiği bir şey olsa gerek ^^ En kısa zamanda inşallah
SilUmre anılarını gözyaşları içerisinde hasretle okuyorum lütfen ara vermeden devam et Allah razı olsun
YanıtlaSilAllah sizlerden de razı olsun, ne mutlu bana ki yazdıklarım kalbine dokunan, kalbi ölmemiş insanlar okuyormuş beni.
SilCok ozendim o kadar ki anlatmam imkânsız Allah'im bizleri de davet et Yarabbim diğer kısımları sabırsızlıkla bekliyorum.
YanıtlaSilD.S.K.
Canımsın. Rabbim en kısa zamanda nasip eder inşallah. Canı gönülden diliyorum.
SilOff ne güzel haber. Çok özendim. Yeni geldiğim halde :( Bana da dua et olur mu?
YanıtlaSilRabbim tekrar gitmeyi nasip etsin Nabrut.o kullugu tekrar tattirsin
YanıtlaSilAmin Allah razı olsun
SilOkurken gözlerim doldu. Özellikle de Kabe'ye sarılma anınızı anlattığınız paragrafta. Bir an kendimi hayal ettim Kabe'ye sarılırken de... O bile duygulanmama, kalbimin heyecanlanmasına yetti. Rabbim bana ve tüm isteyenlere de gitmeyi nasip etsin inşallah.
YanıtlaSilKalbin ölmemiş olması böyle şeylerin gözünden yaş getirebilmesi öyle büyük bir nimet ki Allah daim kılsın ve en kısa zamanda bizzat yaşamayı nasip etsin
SilOkurken gözyaşı selinde düşündüğüm şu, haya ediyorum ya Rab elim ayağım tutuyor gücüm kuvvetin yerinde ama kul olarak bi o kadar zayıf ve bi o kadar acizim o amcalarımın elinde tuttuğu baston olmak isterdim. Sürünerek tavaf eden amcanın tekerlekli sandalyesi olmak isterdim. Ever bi canlıyım ama o nesnelere hiç bu kadar özenmemiştim. Bu gece bittim bu yazılarla. Rabbim senden razı olsun
YanıtlaSilRabbim senden de razı olsun. Haya etmemek elde değil.
SilHepimiz o kadar aciziz ki. Rabbim bize rahmeti ile muamele etsin.
Nasıl tatlı yazmışsın ^^
YanıtlaSilöyle tatlı bir yer ki çünkü ^^
SilHoş geldin!
YanıtlaSilNe diyebilirim ki seni çok iyi anlıyorum :(
Allah tekrarını nasip etsin