Ben yazarla mailde yazıştığım için bu sefer direk sözü size bırakıyorum.
Merhaba Nabrut,
Öncelikle seni ve blogunu çok sevdiğimi ve senelerdir sessiz sessiz ama son zamanlarda daha aktif bir şekilde takip ettiğimi söylemek istiyorum. Bilmiyorum belki 7 senedir takip ediyorum seni başta Kore dizileri için takip ederken sonra farklı hikayelerin ile daha da sevdirdin kendini ️ Gerçekten ama gerçekten bir gün benim de sana yazacağımı hiç düşünmemiştim ancak sonra baktım ki içinden bulunduğum durum işin içinden çıkılmaz bir hal almaya başladı ve tavsiyelerinize ihtiyacım var.
Kendimi tanıtayım, ben 25 yaşında ailesinden ayrı bir şehirde yaşayan kendi ayakları üzerinde kimseye muhtaç olmadan yaşayan atanmış bir öğretmenim. Babam polis annem ise ev hanımı, annem babam Tokatlı ancak ben kendim için sadece Tokat doğumlu olduğumu söyleyebilirim :) zira babamın işi dolayısıyla şehir şehir gezmiş ilkokulu başka ortaokulu başka liseyi başka üniversiteyi başka şehirde okumuş hatta bazen aynı şehirde tekrar taşınmış biriyim, başlarda babamın işinden kaynaklanan uzaklık dolayısıyla sonrasında da huysuz babamın ailesiyle görüşmeme kararı alması üzerine biz pek memlekete gitmedik. Tokat'ta en fazla bir sene kaldım, ben 8 yaşındayken babamın askere gitmişti biz de annem ve henüz iki yaşındaki kız kardeşimle babaannemin yanında kaldık ama cidden o yasta bile nefret etmiştim baba tarafından. Babaannem öyle meraklı öyle huysuz öyle pimpirikli ki cidden insanı sinir ediyor, onu mutlu etmeye uğraştıkça o mutlu olmuyor ve zamanla size onu hiçbir şekilde mutlu edemeyeceginizi asla memnun olmayacağını anlayıp debelenmekten vazgeçiyorsunuz. O kadar cimriydi ki evin bahçesindeki elmaları yatak odasına yatağın altına saklar bir de kapıyı kitlerdi biz torunları alıp yemeyelim diye. :) E hal böyle olunca benim işime geldi babamın memlekete bizi götürmemesi, zaten hiç babannemi ve uyuz yengemi göresim yoktu ahaha!
Gel zaman git zaman ben büyüdüm farklı şehirler değiştirdim, farklı insanlar tanıdım galiba ben daha çok dünya vatandaşıyım ya kafası oluştu, haha, oldum olası elit zevklere sahip oldum, daha küçükken piyanist olmak istiyordum ki bu benim muhafazakar ailem için oldukça beklenmedik bir durum.
Daha önce ki yazılarında babandan ne kadar sevgiyle bahsettiğini gördüm sevgili nabrut ve ne kadar şanslı olduğunu söylememe gerek bile yok sanırım, keşke bende sevdiğim ve beni olduğum gibi seven bir babaya sahip olsaydım. Sanırım biraz içinde büyüdüğü garip ortam (zaten o anneden nasıl normal bir evlat çıkması zor) biraz da mesleği sebebiyle babam hep asabi bir insan oldu bize karşı, o da aynı babaannem gibi her şeye karışır her konuda bir fikri vardır ve bil bakalım o konuyu en iyi kim biliyordur; :) tabii ki babam! Ola ki biz ondan farklı düşünürsek ya salağızdır ya da doğrusunu fark edemeyecek kadar ahmak...
Bir insan nasıl kendisi gibi olmayandan bu kadar nefret edebilir aklım almıyor açıkçası ve biliyor musun o insanı tanımasına bile gerek yok ondan nefret etmesi için örneğin tv de sokakta ondan farklı birini görse hemen hakaret eder veya küçümser. Annemden duyduğum kadarıyla bir keresinde yolda kilolu bir kadın görmüş ve onu anneme göstererek böyle sokağa çıkmaya nasıl çıkıyorlar ya utanmıyorlar mi demiş işin ilginç tarafı şu ki babam KEL e kardeşim sen kel kafanla dışarı çıkmaya utanmıyorsan onlar niye utansın? :) ha benim için kel olmakta kilolu olmakta ayıp değil ama kişinin kendini görmeyip başkasında çabucak kusur bulması garip durum. Zaten bu sebepten tahmin edersiniz ki ben babamın hiç özür dilediğini de duymadım .. Babamın doğru düzgün dostu diyebileceğim biri de yok hiç kimseyle anlaşamaz çünkü. :)
Annem ise babamın aksine oldukça sevgi dolu bir insandır, daha kucaklayıcı daha hoşgörülü daha açık fikirli biridir. Ah zavallı annemin hayatta ki en büyük hatası babamla evlenmekti muhtemelen ama ne diyim o da bilemezdi görücü usulü evlenirken evlendiği adamın böyle biri çıkacağını, zaten annem liseden son sınıftayken yazma satan babaannem onların evine girip annemi görmüş beğenmiş ve ısrarları sonucunda güzelim annemi kapıvermiş, benim saftirik annem o zamanlar evliliği düşünmezmiş ama ne olduğunu anlamadan kısa sürede gelin olmuş, kadın olduğunu anlamadan da anne olmuş işte ..
Çok gezip farklı insanlarla tanışmam ve babamın karakteri benim küçük yaşta hayatı sorgulamama ve ben kimim ve ne istiyorum diye sormama sebep oldu... Böylelikle daha lisedeyken ne istediğimi biliyordum ben, evet ben farklılıklardan hoşlanıyorum, evleneceğim insan da açık fikirli olmalı, dar kafalı birisiye illa benim dediğim doğru bizim kültürümüz doğru bizde böyle deyip beni de kendisi gibi olmaya zorlamasını istemiyorum. Bir gün bir yerde şöyle bir söz okumuştum " Eğer kendin gibi olduğumda beni seveceksen o zaman sevdiğin bir bakıma kendin olmayacak mı?" bu sözü okuyunca dedim ki işte bu! Bende aynen böyle düşünüyorum çünkü.
Üniversite son sınıfta ortak bir arkadaş vesilesiyle birisiyle tanıştım. Daha önce de başka iki kişiyle görüşmüştüm ama çocuksu tavırları, devamlı ilgi beklemeleri ve dar kafalılıkları beni onlardan uzaklaştırmıştı. Bu son görüştüğüm kişi ise tam benim aradığım özelliklere sahip;
*Benden yaşça büyük (10 yaş- gerçi bu kadar yaş farkını ilk başta bende tercih etmezdim ama sonra onu tanıyınca bunun sadece bir rakam olduğuna kani oldum),
*Sorumluluk sahibi ancak benden çok daha enerjik ve hareketli bir insan.
*Polis veya asker değil (babamdan çok çektik artık rahat etmek istiyorum),
*Dini anlamda benden daha bilgili, ( ki ilahiyat mezunu olduğumu düşünürsek bırakın benden daha bilgilisini günlük namazını kılanı bulmak bile bir mucize bu ülkede malesef).
*Ailesi uzakta (akrabalık kültürüm olmadığını ve bundan hoşlanmadığımı sanırım yeteri kadar belirttim ahaha! bende öyle kaynanasıyla güne gidecek temizlik yapacak tip yok. :D)
*Açık görüşlü (tabii ki sınırlarını bilmeyen anlamında değil zira müslüman olarak bizim sınırlarımız Allahın sınırları olmalı ve daire içinde takılabiliriz değil mi? :) )
İşte böyle başladı her şey, aradan 3 sene geçti ve ben üniversiteden mezun oldum, KPSS'ye girdim ve atandım. Daha önce babama bu durumu açıklayabilirdim ama o sırada babamla annemin boşanma süreci ve mezuniyet + sınav stresiyle boğuşuyordum.
Neyse atandıktan sonra babama söyledim ben biriyle görüşüyorum diye ama ne oldu biliyor musunuz? Beni ciddiye bile almadı. :) Hiç ciddiye almadı hem de. Direkt kestirip attı. Ona göre ben çok gencim ve daha iyilerine layığım benden 10 yaş büyük bir Mısırlı ile evlenmeyi düşünmem bile ne kadar saf (salak demek istiyor) olduğumun bir kanıtı. Zaten yobaz ve cinsiyetçi olan babam aynı zamanda bir ırkçıda oldu, hadi hayırlı olsun!
Babamla ben o kadar uzağız ki adam beni de kendi gibi biliyor ona hep evet tamam aynen dediğim için gerçekten geleneksel, dünyaya gözlerini daha yeni açmış, ilk kez bir erkekle görüşüp hemen güzel sözlerine kandığımı filan sanıyor. Halbuki annemle babam sağ olsunlar ben daha çok küçükken evliliğin ne olmadığını bize çok güzel gösterdiler. Annemle babam evlenirken evlilik hakkında bu kadar düşünüp evlenmemişlerdir yani öyle diyim. :)) Bence bir insan kendini tanımadan evlenmemeli ve ben kendimi iyi tanıyorum, kendimi de görüştüğüm adamı da çok kez sorguladım bu üç senede ve bir kez bile şüphe duymadım onunla evlenmenin doğru olduğundan zaten emin olmasam nasıl babamın karşına çıkabilirdim ki?
Neyse işte bunun üzerine ben ısrar ettim ve sultanımız babam zahmet edip tenezzül gösterip araştırdı görüştüğüm kişiyi. En ufak bir şey bulsa hemen söyleyecekti ama bulamadı, bu defa başladı paranoyaklaşmaya... Türk vatandaşı olmak için benimle evlenmek istiyormuş (sanırsın greencard kazanacak haha) evlendikten sonra beni terk edip ülkesine kaçaçakmış veya beni hemen hamile bırakıp çocuğumuzu Mısır'a götürüp bir daha da bana göstermeyecekmiş, zaten dedem yaşında ve çok çirkinmiş, memur bile değilmiş ben bununla niye evlenecekmişim ki .. Ve daha fazlası. Ve bu söylediklerine gerçekten inanıyor biliyor musunuz? Şaka filan değil yani.
Annemle babamın arasında 2 yaş var, ikisi de Tokatlı, babam memur annem ev hanımı, annem sarışın çok güzel babam ise uzun boylu yakışıklı bir adam dışardan bakınca bana söylediklerinin hepsi onlarda var ama sonuç? Onlar evlilikleri boyunca hiç anlaşamadılar ve nihayetinde boşandılar. Boşanırlarken babam erkek kardeşimin kendisine verilmesini yoksa onu Almanya'ya kaçıracağını söyleyip annemi tehdit ediyordu. Böylesine kolayca yalan söyleyebilen, güvenilmez, beynamaz bir insandan nasıl nasihat alabilirim ki..? :)
Tabii ki ona böyle söylemiyorum çünkü söylersem kıyameti koparır, ona göre o mükemmel bir baba ve eştir. :) Babamı bir kez olsun otur konuş diye zar zor ikna ettim, erkek arkadaşımı babamın yaşadığı şehre yolladım çocuk Bursa'dan kalktı önce İstanbul'a oradan uçakla taaa Adana'ya ve sonra otobüsle Niğde'ye geçti. zaman ve para harcadı emek verdi. Ben işim dolayısıyla onunla beraber gidemedim. Sultanımız babam onu alıp izbe bir mahalleye götürmüş yanında da alakasız benim tanımadığım genç bir iş arkadaşı varmış, zavallı erkek arkadaşımı tehdit etmişler. Çocukcağız bir şey diyememiş çünkü bu daha ilk görüşme kötü bir intiba oluşturmak istememiş.
Benim yabancı bir adamla evlenmek istediğim dayılarım amcam babaannemin hatta annemin dayısının bile kulağına gitmiş hepsi ağız birliği olup bir yabancının bize uygun olmadığı konusunda hem fikir hepsi beni vazgeçirmeye çalışıyor. Hayatlarında yabancı görmemiş bu insanların kafasında yabancı deyince oluşan tek fikir ya belalı bir Suriyeli yada amelelik yapan Afganlar filan (ki helalinden ekmek parası kazanmak asla ayıp değil) halbuki benim erkek arkadaşım zaten 5 senedir Türkiye'de yaşayan maddi olarak benden daha fazla kazanan Türk vatandaşlığına hiç ihtiyacı olmayan biri, ne param için ne de vatandaşlık için benimle birlikte yani. Yine de belki biraz olsun yabancı damat fikrine alışırlar diye bir sene bekledim bu arada babamın da erkek arkadaşıma bir zarar vermesinden endişe ettiğim için tamam görüşmüyoruz dedim.
Böyle böyle bir sene geçti bu sene de bırakın alışmayı ara ara beni arayıp sorguya çekti, o Arapla görüşüyor musun diye bir kez olsun kızım nasılsın iyi misin üzülme yavrum ben senin yanındayım minvalinde hiç bir şey söylemedi. Ona göre ben gencim çabuk unuturum pes ederim zaten atandım ya, atandığım yerde karşıma biri çıkar onu görüp hemen ona aşık olurum filan. Beni hala çocuk sanıyor yani :) Sanki istediğim çikolata bana verilmeyince balonla beni kandırabilirmiş gibi.
Daha geçen seneye kadar adını bilmediğim yüzünü görmediğim annemin dayısı bile olaya müdahil oldu beni anneme sorar oldu... Halbuki zor günler geçirirken bizi arayıp sormuyordu. :)
Bakıyorum da ülkemizde yabancı damat tepkisi yaşayan pek çok genç kız varken aynı durumu yaşayan erkekler pek yok. Millet Zimbabwe'den gelin getiriyor sorun olmuyor ama ben kısa bir süre önce zaten aynı ülkenin sınırları içinde yer aldığımız bir memleketten birini damat getirmek isteyince herkes büyük tepkiler veriyor. :) Kız almak sorun değil ama kız vermek sorun bu ülkede. Bari cidden kıymetim bilinse de gam yemesem, e zaten yüzümüze bakan yoktu düne kadar şimdiyse milletin derdi olduk... Genel anlamda ülkemizdeki bu ikiyüzlülük beni deli ediyor.
Bir sene sonra tekrar itiraf ettim ve babamın gazabından yine nasibimi aldım, şimdi ölümle tehdit ediyor. Evlenirsem beni evlatlıktan reddedeceğini ama yine de bizi rahat bırakmayacağını söylüyor. Böyle bir ruh hastası karşısında ne yapacağımı bilemez bir haldeyim. Ben ondan ne gel bana düğün yap diyorum ne de düğünüme katıl halay çek. Tek istediğim her zaman yaptığı gibi beni yalnız bırakması. Ben zaten üniversiteye kayıt yaptırmaya giderken de yalnızdım, KPSS'ye hazırlanırken de mezuniyet töreninde kep atarken de. :) Hayatımda madden ve manen bir yeri olmayan bu insanın hayatımın iplerini elinde tutmasına tahammül edemiyorum. Gittiğim liseden gittiğim üniversite ve bölüme kadar seçti, hatta atanmak için il tercihi yaparken bile karışmak istedi ve hatta karışırdı da Allahtan o sırada annemle boşanmış ve bizden uzaktaydı da çok karışamadı ve ben kendi istediğim ili tercih ettim.
Bu zamana kadar parasal açıdan muhtaç olduğum bu insana artık bir eyvallahım yokken yine hesap veriyor olmak beni deli ediyor. Ona hep evet dediğim için ve bir kız olduğum için asla beni ciddiye almıyor ve bu durum beni deli ediyor. Şimdi aşağı tükürsem sakal yukarı tükürsem bıyık, halbuki ben de her genç kız gibi gelinlikle ve sevdiklerim yanımdayken evlenebilirdim. Ama hiç bir zaman tam anlamıyla aile olamamış bu insanlar bir kez daha güzel bir şey için bir araya gelemiyor ve ben yine yapayalnızım. :)
Babam ölmüş olsa bir tesellim olurdu ama yaşarken beni bu kadar yalnız bırakması ve her bir şeye heves ettiğimde bana köstek olması canımı acıtıyor. Şimdi siz ne derseniz deyin hayır ben evlenicem desem modern kocaya kaçmış kız olacağım :D ve kimsesiz mutsuz bir şekilde evlenmiş olacağım sanırım, halbuki insanın böyle bir anda çok mutlu olması gerekmez mi? Halim böyleyken gelinlik giymek bile anlamsız geliyor bana... Görüyorsunuz çok karışık duygular içindeyim. Doğru olduğu konusunda şüphem olmayan bir insanla yanlış zamanda yanlış yerde mi karşılaştık yoksa? Babama ve herkese rağmen evlenmeli miyim? 25 yaşında maddi bağımsızlığını kazanmış ama yine de şu saçma gelenek göreneklere takılmış bir kızım anlaşılan...
46 Yorumlar
Babanızla ilişkinizi okuduğumda aynı duyguların belki daha fazlasını benim babamla yaşamamdan dolayı adınıza üzüldüm. İnsan ailesiyle böyle durumları evlenirken daha çok düşünüyor. Ben üniversitede okurken bana bir lira bile vermeyen yüzüme bakmayan babam şimdi ben öğretmen olunca en sevdiği çocuğu oluyorum. Benden sadece para aldığı zaman iyiyim. Başka durumlarda biz hayırsızız onu sevmiyoruz değer vermiyoruz diye söyleniyor. İnsanın canını ne kadar acıttığını anlatamam. Bir tek yaşayan bilir. Söylediğiniz gibi ben de annemle babamın evliliğinde gördüm nasıl biriyle evlenilmemesi gerektiğini. Allah yardımcınız olsun. Bu sınavdan Allah doğru kararlar alarak çıkmanızı nasip etsin inşallah. İnşallah sevdiğinize sevdiklerinizin de gönül rızasını alarak kavuşursunuz😊
YanıtlaSilYazar adına çok teşekkür ediyorum. Onun için dilediğin güzel şeyler seni de bulur inşallah ^^
SilBloğunuzu uzun süredir takip etsem de buraya çok fazla yorum yazan birisi değilim. Ama bu sefer yazmadan duramadım. Hanımefendinin yazdıklarında doğruluk payı büyüktür, eminim. Burada akrabalar anonim olmanın arkasına sığınılarak çoğu kez aşağılanıyor. Ancak, insanın kendi öz babasını her ne olursa olsun bu şekilde kötülemesi ve küçümsemesi canımı sıktı. Yazının üslubu o kadar kötüydü ki ana fikre odaklanamadım bile. Ben de yazarla aynı yaştayım ve çevremdekilerden daha farklı bakış açısına sahip olduğumu düşünürüm. Ama bu bana ailemi, akrabalarımı ya da çevremdeki insanları küçümseme ya da dolaylı şekilde aşağılama hakkı tanımıyor. İlişkiler doğrusal değildir, döngüseldir. Yani A B'nin olmasına sebep oldu diyemeyiz, A ve B sürekli birbirlerini etkiler ve davranışlarını da buna göre düzenler. Demek istediğim babasıyla olan ilişkisinde, evlilik isteğini bildirmede bir hatam oldu mu, üslubum nasıldı, nasıl babamın rızasını alırım da hayırlı bir evlilik yapabilirim diye düşünsün. Küçümsemek yerine tatlı dille yaklaşsın çünkü evlilikte baba rızası çok önemlidir. Eminim babasının da hatalı olduğu yönler vardır ancak insan hatayı biraz da kendinde aramalı. Herkes farklı çevrede, farklı kültürle, farklı ebeveynlik tarzıyla yetişiyor. Herkesin tek tip olması ve hanımefendi gibi "açık görüşlü" olması beklenemez ki. Maddi bağımsızlık da ana baba rızası yanında hiçbir şey. Allah'ın verdiği rızıkla böbürlenip aileme rest çekersem ne olur diye enine boyuna düşünsün. Eleştirmek yerine muhabbetle yaklaşabilmek duasıyla.
YanıtlaSilÇok farklı bir bakış açısı olmuş yazar adına çok teşekkür ediyorum
SilDaha aynı düşünceler içersinde yorumları okuyordum ki düşündüklerimi yazan biri varmış.
SilBir “öğretmen”den bu sözleri duymak beni oldukça üzdü. Dünyanın en kötü babası da olsa baba o sonuçta bu sözler çok incitici
Kangrense kesip atacaksın. Bu senin ailen bile olsa. Bunca zaman etmediğini bırakmadığı kızına sırf babası diye canım cicim yapmak zorunda değil. Çok klişe bir laf vardır "bardağı kırsan yeniden yapıştırabilir misin?" bu da öyle bir şey. Baba babalığını yapsaydı "baba" olurdu. Psikolojik baskı, aşağılama, hor görme hepsi var ama adı "baba" diye "hiç yakışmadı" diyorsunuz. Sadece yapım aşamasında emeği geçmiş biri için az bile.
SilAnlattıklarına çok üzüldüm. Allah yardımcın olsun. Biliyor musun senin babanda olan durum benim annemde var. Kimseyi, hiçbir şeyi beğenmiyor. Çok güzel söylemişsin hani kendisi gibi olmayanı beğenmeme durumu. Bu çok can yakıcı benim annem de görüştüğüm çocuğun annesi babası vefat etmiş diye benim dünürüm olmasın mı niye düzgün birini bulamıyorsun diye laf etmişti daha bir sürü şey sonucunda hayatı sana zehir edeceğim yalnız başına evleneceksin şanın şerefin yok senin babana söyleyeceğim diye tehdit etti. İşin kötü yanı da ne biliyor musun annem evin içinde 3 kardeşime bana ve babama hayatı dar ederken dışarıya harika bir insan ve kimse bize inanmıyor. Hal böyle olunca da sorunlu biz oluyoruz. Ben de senin gibi artık görüşmediğimi söyleyip konutu kapattım artık benimle uğraşmasın ahlâkıma namusuma laf etmesin diye çünkü ben kimle görüşürsem görüşeyim böyle yapacak. Anneme göre doğru eş yakışıklı, zengin, soylu mümkünse devlet memuru çünkü güvencesi var, ailesi saygın insanlar olmalı. Anne her şey dengi dengine deyince de sen aileni beğeniyorsun nankör diyor. Halbuki devlet memuru bir babanın ev hanımı bir annenin dört çocuğunun en büyüğüyüm ve Türkiye şartlarına göre orta halli bir aile olduğumuzun gayet de farkındayım. Hayattan beklentilerimiz asla aynı değil ama annem onun istediği gibi olmayan şeyleri kabullenemiyor. Düşünün alacağım bir tuniği bile o beğenmedi ise laf ediyor. Ha o tuniği çok beğendiysem istediği kadar laf etsin alıp giyiyorum ama iş evliliğe gelince insan böyle yapamıyor. Her şeyden önce söylediğin gibi evlat olarak hakları var üzerimizde ve insan en mutlu günü olacağını hayal ettiği günün bu tarz durumlarla gölgelenmesini istemiyor. Ben de evlilikten deli gibi korkuyorum görüşmüyorum dediğim çocukla görüştüğümü duysa neler olur ne yapar mutlu olmak isterken dibe mi vururum diye endişe edip susuyorum ama bu ne zamana kadar böyle sürecek bilmiyorum. Ben de 24 yaşındayım ve görüştüğüm beyle helal daireye doğru ve olması gerektiği gibi girmek istiyorum. Aileler neden bu kadar zorlaştırıyor anlamıyorum. Şaşalı bir düğün gösterişli bir çeyiz hayal etmedim ki ben hiç annem bunu salaklık olarak nitelendiriyor. Çünkü kuzenlerim kimlerle ne düğünlerle evlendi ve eltisi bunun havasını attı annem aşağıda mı kalsın? Kendisi görücü usulü ile evlendirilmiş gerçi kendine kalsa kimseyi beğenmeyeceği için bekar kalırdı. Belki öylesi daha iyi olurdu. Yani uzun lafın kısası kararlı olup istediğimiz yolda ilerlemeyi başarmalıyız bence. Kendi yolumuzu çizebilecek, kararlarımızın sonucuna katlanabilecek olgunlukta isek bunu başarabilmeliyiz. Bu hayat bizim kimle aynı evde yaşayabileceğimizi seçebilmeliyiz. Nasıl bir eş istediğimizi bizden iyi kim bilebilir. Elbette anne baba olarak hakları çok ama onlar da durması gereken yeri bilmeli ama keşke yapabilseler. Ben de dibi gördüm bir ara yeni yeni topladım kendimi her şey güzel olacak inşallah diye diye akışına bırakıyorum. Senin için de en hayırlısını diliyorum. Allah güç kuvvet versin yolunu aydınlatsın işlerini kolaylaştırsın inşallah.
YanıtlaSilYazar adına çok teşekkür ediyorum ve bilmukabele amin diyorum
SilSelamlar güzel Nabrut. Her yazını heyecanla bekliyorum. Bu yazıyı üzülerek ve yer yer sinirlenerek okudum. Hikaye sahibinin hakkında hayırlı olan hangisiyse o olsun. Allah sıkıntılarını gidersin, ellerini bırakmasın ve doğru kararlar almayı nasip etsin.
YanıtlaSilEvet çok zor bir durum sevdiğin insanı ailenin istememesi. Üstelik bu hanım birçok sorun da yaşamış babasıyla. Yine de cümlelerinde kustuğu nefrete anlam veremedim. Ne kadar kötü olursa olsun bir babayı sadece maddi kaynak olarak görmeyi yanlış buluyorum. Elbette anne babaların evlatlar üzerinde hakkı olduğu kadar evlatların da ebeveynleri üzerinde hakları var. Bu haklardan biri de ebeveynlerin vakti geldiğinde çocuklarını evlendirmesi diye biliyorum. Evet babası bizlerin tahmin dahi edemeyeceği -ki emin olsun çok daha zorluları var şükretsin ki okumuş mesleğini eline almış- biri olabilir; fakat yine de orta yolun bulunması gerektiğine inanıyorum. Baba ile iletişim kurulamıyorsa bir aile büyüğü, eş-dost, cami hocası vs aklınıza ne gelirse sözü geçecek bir insandan yardım istenebilir. Bu hanımı anlayacak ve ona gerçekten yardımcı olabilecek bir aracı baba ile konuşup (kızının kaçması, ona karşı gelerek evlenmesi halinde çok daha kötü olacağını ya da nasıl uygunsa ne gerekiyorsa söyleyebilir) ikna edebilir belki.
Ne kadar zor olursa olsun, emek verilirse Rabbim yardım eder. Allah korusun ilerde "keşke babamın rızasını alsaydım, keşke şu yolu da deneseydim" demek çok daha zor bence...
Sevgiler.
Kendim adına Çok teşekkür ediyorum öncelikle ^^
SilSonra da yazar adına çok teşekkür ediyorum çok makul bir öneri olmuş.
Sevgili Yazar Kardeşim,
YanıtlaSilKardeşim dedim çünkü seni kendime yakın hissettim. Daha geçenlerde ailenin illaki rızası olmali mi diye düşünmüştüm uzun uzun. Kararim da evet illaki rizalari olmali. Olana karar pasif direnişe devam...
Ben kendimi senin yerine koyunca şöyle bir düşünce oluştu kafamda. Ben olsam kesinlikle kendi seçtiğim kişiyle iyisiyle kötüsüyle kabul edip evlenirdim. Ki evlendim.
Bu konuda ailemin rızası yoksa onları çiğneyip geçmek yerine. Onlar yola gelene benim çocuk olmadığımı kararlı olduğumu anlayana pes edene kadar sesimi yukseltmeden kalp kırmadan ama sabirla tekrar tekrar anlatırdım durumumu. Annem babam şefkat gostermiyorsa ben onlara şefkat gösterir onlarin çocuğu olduğumu duygularımdan emin oldugumu azicik destek istediğini hircinlasmadan anlatirdim. Elbet kalpleri yumuşar... Zaman alabilir ama sonuçta kazanan ben olurum. Eğer karşımdaki beni seviyorsa bekler. Duygularımız bir imtihani anlattığından daha da guclenir. Hata yapma riskim azalir. Bu sabır azim gerektiren çileli bir yol olur. Ama cefa olmadan sefa olmaz.
Diger taraftan bu kadar sabredemem ya da annemle babamın yumuşayacagini asla düşünmüyorum der ve yola çıkarsan (inşallah şimdi düşündüğün gibi mutlu bir yuvan olur ) zora düştüğün zamanlar kime gideceksin. Hersey insan icin bu hayatta... Umuyorum ve dua ediyorum ki çok mutlu olursun ama ya olmazsa... Kendini en zor şartlara hazırlayarak girmelisin bu yola. Evlilik zor ve çetrefilli bir yol. Iyi günler olduğu gibi kötü günler de var. Insallah cok anlayışlı ve seni daima mutlu eden bir eşin olur. Ama kimse mükemmel degil. Esinin simdi görmediğin ama zamanla birlikte yaşadıkça ortaya çıkan ve senin katlanamadigin huylari olacak. Umuyorum bu mutfak masasina çoraplarını koymasi seviyesinde kalir ama ya kalamazsa. Ya da diyelim ki eşinin hicbir sorunu yok ama o da ağaç kovugundan çıkmadı ailesinde ya da arkadaş çevresinde hoşuna gitmeyen şeyler yasanacaktir. Ya da bu da olmadı ama hayatta hastalık var ölüm var doğum var batmak var çıkmak var. İşte böyle zamanlarda insanin ailesinden destek alması gerekiyor.
Sen zaten yalnız olduğunu belirtmissin ailen sana böyle hissettirmis. Peki hem yalnız hem kalbi kirik da olabilir misin? Hem yalnız hem hasta? Hem yalnız hem parasız? Yine de ne olursa olsun insanın ailesinin son durağı olduğuna inanirim ben.
Çok karamsar oldu farkindayim. Rabbim bunları hiç göstermesin sana ama bunlar da hayatın gerçekleri.
Sadece yabancı ya da ailen saba uygun bulmadı diye vazgeceme fikrinden ayni zamanda vazgecme ailenden.
Ben de yazara mailimde benzer şeyler yazmıştım ama sen çok daha güzel ifade etmişsin.
SilYazar adına çok teşekkür ediyorum
Sevgili Yazar Kardeşim,
YanıtlaSilKardeşim dedim çünkü seni kendime yakın hissettim. Daha geçenlerde ailenin illaki rızası olmali mi diye düşünmüştüm uzun uzun. Kararim da evet illaki rizalari olmali. Olana karar pasif direnişe devam...
Ben kendimi senin yerine koyunca şöyle bir düşünce oluştu kafamda. Ben olsam kesinlikle kendi seçtiğim kişiyle iyisiyle kötüsüyle kabul edip evlenirdim. Ki evlendim.
Bu konuda ailemin rızası yoksa onları çiğneyip geçmek yerine. Onlar yola gelene benim çocuk olmadığımı kararlı olduğumu anlayana pes edene kadar sesimi yukseltmeden kalp kırmadan ama sabirla tekrar tekrar anlatırdım durumumu. Annem babam şefkat gostermiyorsa ben onlara şefkat gösterir onlarin çocuğu olduğumu duygularımdan emin oldugumu azicik destek istediğini hircinlasmadan anlatirdim. Elbet kalpleri yumuşar... Zaman alabilir ama sonuçta kazanan ben olurum. Eğer karşımdaki beni seviyorsa bekler. Duygularımız bir imtihani anlattığından daha da guclenir. Hata yapma riskim azalir. Bu sabır azim gerektiren çileli bir yol olur. Ama cefa olmadan sefa olmaz.
Diger taraftan bu kadar sabredemem ya da annemle babamın yumuşayacagini asla düşünmüyorum der ve yola çıkarsan (inşallah şimdi düşündüğün gibi mutlu bir yuvan olur ) zora düştüğün zamanlar kime gideceksin. Hersey insan icin bu hayatta... Umuyorum ve dua ediyorum ki çok mutlu olursun ama ya olmazsa... Kendini en zor şartlara hazırlayarak girmelisin bu yola. Evlilik zor ve çetrefilli bir yol. Iyi günler olduğu gibi kötü günler de var. Insallah cok anlayışlı ve seni daima mutlu eden bir eşin olur. Ama kimse mükemmel degil. Esinin simdi görmediğin ama zamanla birlikte yaşadıkça ortaya çıkan ve senin katlanamadigin huylari olacak. Umuyorum bu mutfak masasina çoraplarını koymasi seviyesinde kalir ama ya kalamazsa. Ya da diyelim ki eşinin hicbir sorunu yok ama o da ağaç kovugundan çıkmadı ailesinde ya da arkadaş çevresinde hoşuna gitmeyen şeyler yasanacaktir. Ya da bu da olmadı ama hayatta hastalık var ölüm var doğum var batmak var çıkmak var. İşte böyle zamanlarda insanin ailesinden destek alması gerekiyor.
Sen zaten yalnız olduğunu belirtmissin ailen sana böyle hissettirmis. Peki hem yalnız hem kalbi kirik da olabilir misin? Hem yalnız hem hasta? Hem yalnız hem parasız? Yine de ne olursa olsun insanın ailesinin son durağı olduğuna inanirim ben.
Çok karamsar oldu farkindayim. Rabbim bunları hiç göstermesin sana ama bunlar da hayatın gerçekleri.
Sadece yabancı ya da ailen saba uygun bulmadı diye vazgeceme fikrinden ayni zamanda vazgecme ailenden.
Ben de yazara mailimde benzer şeyler yazmıştım ama sen çok daha güzel ifade etmişsin.
SilYazar adına çok teşekkür ediyorum
Sevgili Yazar Kardeşim,
YanıtlaSilKardeşim dedim çünkü seni kendime yakın hissettim. Daha geçenlerde ailenin illaki rızası olmali mi diye düşünmüştüm uzun uzun. Kararim da evet illaki rizalari olmali. Olana karar pasif direnişe devam...
Ben kendimi senin yerine koyunca şöyle bir düşünce oluştu kafamda. Ben olsam kesinlikle kendi seçtiğim kişiyle iyisiyle kötüsüyle kabul edip evlenirdim. Ki evlendim.
Bu konuda ailemin rızası yoksa onları çiğneyip geçmek yerine. Onlar yola gelene benim çocuk olmadığımı kararlı olduğumu anlayana pes edene kadar sesimi yukseltmeden kalp kırmadan ama sabirla tekrar tekrar anlatırdım durumumu. Annem babam şefkat gostermiyorsa ben onlara şefkat gösterir onlarin çocuğu olduğumu duygularımdan emin oldugumu azicik destek istediğini hircinlasmadan anlatirdim. Elbet kalpleri yumuşar... Zaman alabilir ama sonuçta kazanan ben olurum. Eğer karşımdaki beni seviyorsa bekler. Duygularımız bir imtihani anlattığından daha da guclenir. Hata yapma riskim azalir. Bu sabır azim gerektiren çileli bir yol olur. Ama cefa olmadan sefa olmaz.
Diger taraftan bu kadar sabredemem ya da annemle babamın yumuşayacagini asla düşünmüyorum der ve yola çıkarsan (inşallah şimdi düşündüğün gibi mutlu bir yuvan olur ) zora düştüğün zamanlar kime gideceksin. Hersey insan icin bu hayatta... Umuyorum ve dua ediyorum ki çok mutlu olursun ama ya olmazsa... Kendini en zor şartlara hazırlayarak girmelisin bu yola. Evlilik zor ve çetrefilli bir yol. Iyi günler olduğu gibi kötü günler de var. Insallah cok anlayışlı ve seni daima mutlu eden bir eşin olur. Ama kimse mükemmel degil. Esinin simdi görmediğin ama zamanla birlikte yaşadıkça ortaya çıkan ve senin katlanamadigin huylari olacak. Umuyorum bu mutfak masasina çoraplarını koymasi seviyesinde kalir ama ya kalamazsa. Ya da diyelim ki eşinin hicbir sorunu yok ama o da ağaç kovugundan çıkmadı ailesinde ya da arkadaş çevresinde hoşuna gitmeyen şeyler yasanacaktir. Ya da bu da olmadı ama hayatta hastalık var ölüm var doğum var batmak var çıkmak var. İşte böyle zamanlarda insanin ailesinden destek alması gerekiyor.
Sen zaten yalnız olduğunu belirtmissin ailen sana böyle hissettirmis. Peki hem yalnız hem kalbi kirik da olabilir misin? Hem yalnız hem hasta? Hem yalnız hem parasız? Yine de ne olursa olsun insanın ailesinin son durağı olduğuna inanirim ben.
Çok karamsar oldu farkindayim. Rabbim bunları hiç göstermesin sana ama bunlar da hayatın gerçekleri.
Sadece yabancı ya da ailen saba uygun bulmadı diye vazgeceme fikrinden ayni zamanda vazgecme ailenden.
Ben de yazara mailimde benzer şeyler yazmıştım ama sen çok daha güzel ifade etmişsin.
SilYazar adına çok teşekkür ediyorum
Gerçekten yazı boyunca allah yardımcın olsun dedim. Çok zor bir durum. Çocuğun babasının desteğini arkasında hissetmesinin verdiği gücen hiçbir şekilde tarif edilemez. Hele ki hayatını birleştireceği kişi hususunda ilk çalacağı kapılardan birisi de babası olmalıdır. Ne yazık o ilişkiyi kuramamış babanız. Yine de gücünüze ve dirayetinize hayran kaldım. Her şeye rağmen kendinizin ve isteklerinizin farkında olup arkasından koşma cesaretini gösterebilmişsiniz. Toplum olarak yeniliklere oldukça kapalıyız. Sadece damat olarak değil yabancı bir gelin için de büyük bir taassub var. Fakat Eminim eş adayınız Amerika yada Avrupa dan gelseydi daha az bir önyargıyla karşılaşırdınız. Ülkemizde özellikle Doğu toplumlarını aşağı görme gibi bir refleks var. Ailenizde anlattığınız bu ekstra problemler olmasa bile yabancı bir eş toplumun alışık olduğu bir durum değil ve birçok insanın benzer engellerle karşılaşacağını düşünüyorum. Bu durumlar zamanla aşılacaktır. Babanız bu durumda en büyük olumsuz etken. Bu tarz erkek profili yakın çevremde pek yok. Tepkisinin boyutlarını tahmin edemeyeceğimden bir şey söylemek istemiyorum. Ama anlattıklarınızdan hissettiğim herşeye rağmen babanızın rızasını almak istediğiniz. Eğer durum buysa aracılar vasıtasıyla konuşmanız ve derdinizi anlatmanız.
YanıtlaSilYazar adına çok teşekkür ediyorum.
SilHikayenizi soluksuz okudum babanızla aynı ildeyiz aynı havayı soluyoruz sizin için babanızın merhamete gelmesi için dua edeceğim🌸
YanıtlaSilYazar adına çok teşekkür ediyorum
SilAhhh okurken yüzüm şekilden şekile girdi. Başta tam dedim ben gibi biri işte. Çünkü ben de anne baba hatta babanne yönünden benzer durumdayım. Ne yazıkki biz bu anlayışsız, dar görüşlü ve merhametsiz babannemi bi kenara da atıp bağımızı koparamadık o çile hala devam ediyor. Ben de 24 yaşındayım ve atama bekleyen bir öğretmenim. İlahiyat okudum. Hayata bakış açılarımız da çok benzer. Daha açık fikirli ve kendini geliştirmek isteyen hoşgörülü biri olmaya çalışırım her zaman.
YanıtlaSilSimdi geleyim meseleye. Içinde bulunduğun duruma o kadar üzüldüm ki sen anlattıkça ben de burda sıkıntıya girdim. Senin neler yaşadığını tahmin bile edemiyorum. Yabancılar konusunda kesinlikle katılıyorum. Ki üniversiteye gidene kadar ben bile yabancı insanların kötü olduğunu hatta onların bize düşman olduğunu filan düşünürdüm. Üniversitede Suriyeli bir hocamız vardı Türklere bin basardı öyle bilgili,kültürlü, seviyeli, nazik ve dindar bi insandı. Ama onu tanıyan bilirdi önyargıyla uzak duran değil. Bu bakışın sebebi de toplumun bakış açısı işte. Bize bunu empoze ediyorlar. Artık devirin değiştiğini kabul etmiyorlar.
Ben burda mini bi eleştiri yapıcam, görüştüğün kişiyi babanla tanıştırdığında yalnız göndermeni yanlış buldum ki zaten babanın olaya bakışı ortadayken keşke ya sen de olsaydın ki ortamı yumuşatabilirdin yada onun yanında bi yakını filan olsaydı o zaman babanın bakışı daha farklı olurdu belki. Bi de tarafsızca tanışsalar konuşsalar daha farklı yaklaşır mıydı diye düşünüyorum yani evlenmek olarak değil de başka bi şekilde tanıştırsaydın babanla mesela, belki bi ihtimal... Baban aslında iyi yapıyorum diye seni koruduğunu sanarak yapıyor ama seni anlayamıyor ona bu düşüncenin yanlış olduğunu anlatacak sözünü dinlediği biriyle bunu anlatabilirsin belki. Bir de bu işe annenin ne dediğini merak ediyorum. Onun olaya bakışı da aynı mı? Çünkü onun daha anlayışlı olduğunu söylemiştin. Durumu güzelce anlatsan en azından o yanında dursa bile sana bi yol açılır.
Ayrıca bu kişiden eminsen eğer(ki aradaki yaş farkı azımsanmayacak kadar büyük bunun aranızda ilerde kuşak farkı gibi bi soruna yol açma ihtimalini görüyorum) ben etrafa bakmamanı tavsiye edicem. Hele ki bi anda ortaya çıkıveren garip akrabalara😕😏 Belki bencilce ama ben şöyle düşünüyorum: evlendiğinde, o eve girecek olan ve o kişiyle yaşayacak olan sensin. Ne annen ne baban senin oradaki mutluluğunu yada mutsuzluğunu bilemez yada değiştiremez. Bu yüzden senin hayatının kararını sen vermelisin. Elbette anne babanın böyle bi zamanda seni yalnız bırakması arkanda durmaması çok kötü. Ama bu sebeple de mutsuz bi ömür geçirmek akıllıca değil. Önceliğin anne babanı bu duruma alıştırmak olmalı. Ama olmazsa artık bu yaşta kararını kendin verebilmelisin. Onlar da zamanla durumu kabullenirler diye umarak
ve senin artık anlık aşklara kapılma yaşını geçip mantıklı kararlar verecek biri olduğunu düşünerek söylüyorum bunu. İnşallah söylediklerim sana biraz olsun iyi gelmiştir ve inşallah bi an önce babana bi ilham gelir😊 de insanlara hoşgörüyle ve insan olduğu için değer vererek bakmayı öğrenir. Rabbim yardımcın olsun. Çok uzattım hakkınızı helal ediniz😊
Yazar adına çok teşekkür ediyorum. Amin...
SilMe
YanıtlaSilMerhaba Nabrut, valla üzüldüm. Karşılıklı iki kişi evlenmek istiyor ama hiç yere münasip görülmüyor. Kendi çevrem aklıma geldi. Bana sürekli başka şehirden biri olmasın deniyordu. Yaşım 28 oldu sen niye evlenmiyorsun diyorlar artık😄. Bende akşam uyumadan önce 7 milyar insanın içinde karşılıklı bir yuva kurmak isteyebileceğim bir insan yok mu diye düşünmüştüm.Sabah yazını görünce ilginç oldu.
YanıtlaSilYazar adına çok teşekkür ediyorum umarım sen de en kısa zamanda 7 milyar içinde birini bulursun ^^ Vardır eminim nikah vaktini bekliyordur ^^
SilAllah sana sabır versin güzel kardeşim , bu konuda başka bir şey gerçekten söyleyemiyorum :(
YanıtlaSilYazar adına çok teşekkür ediyorum
SilAllah sabır versin öncelikle.
YanıtlaSilBabanızı öyle güzel anlatmışsınız ki, babandır falan diye laflar etmek haddim değil. Herkes baba olamıyor demek istiyorum.
Diğer taraftan hakkında hayırlısı olsun Inşaallah. Gönlünden geçen hayır olsun hakkında Inşaallah.
Herşeyden eminsen şu anlattıklarından sonra sana yapacak pek seçenek kalmamış. Ya tamam diyeceksin ya devam.
Yazar adına çok teşekkür ediyorum amin
SilVardır elbette bunda da bir hayır. Demekki sizin de sınavınız buymuş, ne güzel atanmış öğretmen olmuşsunuz, sağlığınız yerinde aileniz sağ şükredin bunlar için. Babanız onaylasa bile belki de yine bir araya gelemeyecektiniz bunu bilemeyiz öyle değil mi? Kader kısmet biraz da bu işler. Bolca duaya sarılın, Allah kalbinize ferahlık versin hakkınızda hayırlısını en güzeliyle en doğru zamanda karşınıza çıkarsın. Yapmanız gereken şeyin ne olduğunu biz de bilemeyiz malesef ama biraz daha sabretseniz iyi olur sanki belki zaman geçtikçe babanızın huyu daha yumuşar ya da bir olaydan etkilenip fikri değişir. Gerçekten insan ne diyeceğini bilemiyor kendimi sizin yerinize koyunca yapabileceğim tek şeyin sabretmek olduğuna inanıyorum. Allah vereceğiniz kararının en doğrusunu vermeyi nasip etsin..
YanıtlaSilAmin yazar adına çok teşekkür ediyorum
SilBen başlığa ilk baktığımda müslüman değil diye tahmin ediyordum. Okurken çok farklı duygular hissedip üzüldüm. Babanız muhtemelen kabul etmeyecektir ama bence ciddi anlamda psikolojik sorunları olan biri. Özellikle ölümle tehdit etmesi hiçte normal değil. Normal olsaydı bir iki yıl daha bekleyin eğer yine ikna olmazsa kimseyi dinlemeden evlenin derdim ama sizin durumunuzun ciddiyeti korkuttu. Acaba tamamen yabancı olup müslüman birisi olmasaydı ne yaparlardı
YanıtlaSilAllah yardımcınız olsun diyeyim.
Amin yazar adına çok teşekkür ediyorum
SilBöyle bir durumda olmayınca ne kadar yorum yapsam eksik kalır,sadece evlenin derim.babaniz aklı başında mi ki, normal bir baba mi da sözünü dinleseniz iyi olacak.sizin durumunuza yabancı olmakla birlikte aynı sizin baba kız ilişkinizde olan yakın bir arkadaşım vardı,ordan yola çıkayım.nedense bu arkadaşımın babası da tıpkı sizin babanız gibi engellemeye çalışmış evliliğini,tehditler savurmus.tabiki arkadaşım aldırmadı evlendi şimdi uzakta ve 2 çocuğuyla yaşıyor.babasi annesiyle ayrı değil ama çalıştığı için farklı sehirlerdeler.nedense önemli olaylar olunca bu baba isimli kişilere birşey oluyor, normal zamanda çok yanındaymis gibi.keske güzel bir baba kız ilişkin olsaymis.sen evlen sonra çok üzülürsün hata ettim diye
YanıtlaSilYazar adına çok teşekkür ediyorum
SilKardeşim Allah yardımcın olsun gerçekten yaşadıkların çok zor babalarımız birbirlerine çok benziyor gerçekten o anlamda seni bir nebze anlayabiliyorum senin için dua edeceğim Rabbim hayırlısıyla çözüme kavuştursun inşallah. Babalarımıza da merhamet ve akıl fikir versin, doğruyu görüp doğru konuşabilmeyi nasip etsin onlara inşallah. Beni çok üzüyor çünkü söylediği bir çok şey nasıl ya nasıl böyle konuşabilir diye aklım almıyor. Hele bahsettiğin o akrabalar ... deyip susmak istiyorum.
YanıtlaSilHakikati onlar da görür inşallah Rabbim kalbine ferahlık versin Dualarımda olacaksın inşallah
Amin. Yazar adına çok teşekkür ediyorum
SilHer şeyden önce bu hayatta şunu çok iyi anladım, önce kendin. Sana mücadele et, evlen demeyeceğim. Bu dünyada kimse için çok fazla çaba, emek harcamak ne kadar doğru bilmiyorum, kendin hariç, hayat belirsiz bir yolken kimseden emin olunacağını doğru insan ruh eşim diyecek kadar güvenileceğini sanmıyorum eğer maddi durumun iyiyse evlenmeden önce bir terapiste git ve önce içindeki babasıyla arası bozuk küçük çocuğu iyileştirmeye bak, onun yaralarını sar. Bu şekilde evlilik yoluna girsen, evlensen bile o babasıyla kavgalı küçük kız yaşı ne olursa olsun kırgınlıklarını evliliğine yansıtacak çünkü anne babanla sorunlarını halletmedikçe eşinle de sağlıklı bir ilişki yürütmek zor. Devamını da yazacağım uzun oldu :) -mehlika
YanıtlaSilYazar adına çok teşekkür ediyorum
SilYani o çocuk iyileşmezse geçmiş geleceğini etkileyecek ve yetişkin gibi birey gibi davranamayacaksın baban seni hala çocuk görüyor çünkü sen babanla onunla iletişim kurduğun zaman farkında olmadan o küçük kız oluyorsun, psikoloji öğrencisi olarak yazıyorum bunları yanlış anlama lütfen. Ve sen değişirsen etrafın değişir kaderin değişir her şey sana bağlı. Babanı ikna etmeye çalışmak faydasız, başkalarını değiştirmeye çalışmak zaman kaybıdır sen kendine emek harcayıp değişmeye iyileşmeye çalışmalısın o zaman asıl değişim olur. Lütfen maddi gücünü kendin için harca evlenmeden önce özellikle, eğer isterseniz tavsiye psikolog adı da verebilirim, hakkında en hayırlısını diliyorum - mehlika
YanıtlaSilamin... Yazar adına çok teşekkür ediyorum
SilBen de bir şeyler söylemek istedim. Benim de babamla hayatın boyunca sorunum oldu. Tüm hayatıma müdahale etti . Üniversite tercihim, üniversitede kalacağım yer bazen kimle görüşme yapmam gerektiği vs. Benim babam kötü bir insan değil ama zayıf karakterli biri ve hiçbir zaman arkamda varlığını hissedemedim bu yüzden belli bir özgüveni belli bir yaşam tecrübesini hep kendi kendime kazandığım için bir yerlerde derinlerde yaraları olan bir kızım . Babam hep ezik olmamızı istedi çok özgüvenli çocuklar yetiştirmekte başarılı değildi haliyle cocuklugumda bazı kötü ezik anılarım mevcut. Ama şimdi onun yönlendirmesi ile hukuk okumuş biri olarak insanların haklarını savunuyorum. İyiki de beni bu mesleğe yönlendirmiş diyorum. Böyle bir bölüm okumak bana kendi varlığımı bulmayı kazandırdı. Her neyse demem o ki ben de hep onun inadına giderdim ama sonunda onun dediğine dönerdim. Ve inan ki kardeşim çoğu zaman haklı çıkardı. O sana karşı vazifelerini yapmıyor olabilir ama emin ol bazı şeyleri bizden iyi görebiliyorlar. Senin burada bir yanlışın da bu kişiyle evlilik yoluna varmadan uzun süre görüşmeniz .belki bu kadar görüşmesen sen de duyguların devreye girmeden mantık çerçevesinde hayır derdin. Yani hepimizin yanlışları var. Biliyorsun İslam'da uzun süre biriyle görüşme diye bir kavram yok evlilik yoluna girmiyorsa bitiyor. Bir de cnm kardeşim aranızdaki yaş farkı babanla olan kötü ilişkinin bir sonucu olabilir mi bir düşün isterim. Benim babam zayıf bir erkek olduğu için karşımda hep güçlü bir erkek olsun istedim işin garip yanı hep zayıf erkekler peşimdeydi neyse bu güç arayışım beni psikopat tiplere itti, zor kurtuldum sonra. O çok güvendiğin erkek tamamen psikolojik etkilerle babana inat tercih ettiğin biri olabilir. Ayrıca inan bana kültür farkı o kadar yabana atılacak bir durum değil. Ben doğulu bir erkekle yapamadım mesela. Kendim de normal bir Anadolu kızıyım. Demem o ki lütfen çok iyi düşün ve çuvaldızı bazen de kendine batır.seni çok iyi anlıyorum aynı şeyleri yaşamış biri olarak ben sadece yalnızım senden farkım bu.Bu yüzden bunları değerlendirmeni isterim.
YanıtlaSilAllah razı olsun yazar adına çok teşekkür ediyorum
YanıtlaSilMerhaba ben 28 yasindayim benim 2 yildir iran vatandasi bir erkek arkadasim var ama ailem istemiyor daha dogrusu annem istemiyor irki farkli dini farkli diye maddi durumu iyi degil sadece mobilya ustasi bir yerde calisiyor ailem dediysem annem istemiyor babam ben 9 yasindayken vefat etti ve artik nasil yapacagimi bilmiyorum cok iyi anlasiyoruz ama annem israrla mutsuz olacagimi dusunuyor ve iran vatandasini akrabalara damat olarak tanistirmiyacagini soyluyor ne yapacagim bilmiyorum karsi gelmek istemiyorum ama seviyorum ve mutluyum yardimci olurmusunuz?
YanıtlaSilAslında konu aynı. Yorumları okursan sana yol gösterici olacaktır. Ama kendi hikayeni de daha detaylı bize yazarsan yayınlar sorarız ^^
SilRabbim yardımcın olsun
Yazarın başına gelenlere çok üzüldüm. Allah yardımcısı olsun. Bende bazı yönlerden sorun yaşadığımiz babamla yaşıyorum. Yakın zamanda annemi kaybettik ve şimdi ikimiz başbaşa kalınca daha çok çatışır olduk. Yazara naçizane tavsiyem evlenmek istediği kişiyi ailesindeki daha ılımlı insanlar ile tanıştırıp babası ile o yakını aracılığıyla iletişim kurmalarıdir. Belki o yakın babayı razi edebilir.
YanıtlaSil