Bu gerçek bir hayat hikayesi... Türk dizileri gerçek hayattan uyarlanıyor herhalde diye düşünmeden edemiyorum.
Yine de böyle mükemmel, aslını, fıtratını bozmayan genç kızların sayısının çokluğu beni çok mutlu ediyor.
Sözü Bayan M'ye bırakıyorum.
Merhaba Nabrut,
Öncelikle evliliğini tebrik ederim.
Rabbim iki cihanda da saadet nasip etsin size.
Benim seni tanımam 2013 filandı sanırım, sonraki birkaç yıl her gün gibi bloguna yeni yazı gelmiş mi diye bakan sessiz bir takipçinim. (:
Sonrasında her gün bakamasam da yazılarını severek okudum hep. Yaş da evlilik yaşları olunca evlilik yazıların da ilgimi çekiyordu tabii... ^^ Biraz uzun yazacağım o yüzden senden de, yayınlarsan okuyacaklardan da affımı rica ediyorum.
Benim hikayem 4 yıl önce başladı. Kuzenimin bir akrabası taşınmış bizim ilçeye ve birkaç defa görmeyle (!) bizi çok yakıştırmışlar, çok uygunmuşuz. Belki 8 ay, beni gördükçe bu çocuğu gösterdi ama ben hem belki sevgilisi vardır, dedim, hem çok da ilgilenmedim açıkçası.
Ta ki bir cemiyette annesi tanıdığınız bir kız var mı diye sorup, kuzenlerim de biz zaten çok yakıştırmıştık diyerek beni gösterene kadar. Kadın beni çok beğeniyor ve oğluyla görüşelim istiyor. Birtakım sebeplerden birkaç ay sonra görüşüyoruz ama ben hiç istemiyorum, kuzenlerimin zoru ve ailemi kırmamak için gittim. Görüşünce fikirlerim değişti gibi ama bu defa da o güne kadar hiç bilmediğim evlilik korkularım hortladı ve ben ne yapacağımı bilemedim. Başka bir kuzenimin tavsiyesiyle Facebook'tan ekledim ve bir gün konuştuk, ben yapamayacağımı söyleyip bitirdim.
Sonraki 2 yıl kabus gibiydi. Evlilik korkularımı insanlar anlamadığı ve ben de anlatamadığım için, ısrarlar da neticesiyle evlilik dendiği anda midem bulanmaya başlamıştı ve destek almayı da kabul etmiyordum çünkü lafını bile duymak istemiyor, konuşmayı hele hiç istemiyordum. 2 yıl sonunda destek almaya başladım ve epey rahatlamıştım.Ve o yaz, görüşmeden 3 yıl sonra annesi vesilesiyle ve kuzenlerimin hala bizi çok yakıştırması sebebiyle tekrar bi' görüşün, dediler.
Ben de bu defa epey olumluydum ne yalan söyleyeyim. Bir de tam burada bir şey daha söyleyeyim; benim bir duam vardı;
Evlilik nasip sonuçta, evleneceğim kişi de değişmeyeceğine göre ilk görüştüğüm kişi benim nasibimdeki kişi olsun,diye çok dua etmiştim.
Görücü usulü zaten zor, bir de olmayacak kişilerle görüşüp gereksiz strese girmeyeyim diye düşünmüştüm vaktiyle ahh ahh... Bu kişiyi tekrar söylediklerinde dedim ki, acaba nasibimdi de ben duama hayırlısıyla diye eklemeyi unuttum da o yüzden mi bunca sıkıntı çektim?
Görüşmeye başladık. Benim hala evlilik konusunda çekincelerim vardı, o ise bu işi bir an önce nihayete erdirmek istiyordu. Tatilinin bitmesine 20 gün kadar bir şey vardı ve bana, ben dönene kadar bir şeyler yapar mıyız, diye sordu. Bir şeylerden kastı yüzük takmak. Bunu da ilk telefon konuşmamızda ya da ilk buluşmada sordu. Sonradan anladım ki adamın derdi muhtemelen o yaz evlenmekti, ben ya da başkası fark etmiyor yeter ki bir miktar kafasına yatsın basacak nikahı.
Bir yandan kuzenimin baskıları, bir yandan onun, üstüne bir de benim korkularımı kusur olarak görmem zor bir hafta yaşattı bana. Bir de arkadaşın aşırı çelişkili davranışları! Bir samimi davranıyor sonra araya aşırı mesafe koyuyor, ben tam, herhalde olmayacak kendini kaptırma dediğimde hop yine samimi oluyor, ben de ne düşüneceğimi, nasıl davranacağımı şaşırıyorum.
Her neyse son buluştuğumuzda izin ver bi' annemler gelsin, dediğinin ertesi günü fıtratlarımız farklı diyerek görüşmeyelim, dedi, ama ben bu aşırı değişimleri anlamlandıramadığım ve kuzenim ve onun cümlelerinden bu sonucun sebebinin benim çekingenliğim ve tavırlarım olduğunu sandığım, kuzenimin o seni çok düşünüyordu gibi laflarından problemin kendimi düzgün ifade edemediğim olduğunu düşündüğüm için iki defa daha aradım ve ağzımın payını aldığım cevaplardan sonra olayı kapattım derken bir baktım ki arkadaş 6 gün sonra başka bir kızla yüzük taktı, 15 gün içinde nikah ve 2 ay içinde de düğün yaptı!!!Bana da kocaman bir hayal, gurur kırıklığı ve insanlara güvensizlik kaldı.
Bizi tanıştıran baba tarafından kuzenimdi. Ben buluşmalarımızdan birine giderken anne tarafından kuzenim; burda önemli olan senin ne düşündüğün, ne istediğin, her kim olursa olsun söyledikleriyle hareket etme, evlenecek sensin, o evliliği yaşayacak sensin, demişti. O an çok anlayamamıştım ama gerçekten öyleymiş. Baskı kuranlar, sözde iyiliğini düşünenler kendi hayatlarına döndüğünde o yaşanmışlıkla baş etmeye çalışacak tek kişi insanın kendisiymiş.
Aile ve en yakın arkadaş bile bir yere kadar yanında olabiliyor. O yüzden en çok kendimizi düşünüp, kendimizi dinlememiz gerekiyormuş. Güya tek derdi benim iyi olmam olan, sürekli görüş diye baskı yapan kuzenim bu olayları o bu yaz evlenmeyi kafaya koymuş, diye yorumladı sadece. Akrabası olmasa ya da kendi kızına yapılmış olsa ne düşünürdü acaba?
Bir de o görüştüğüm bir haftada, o kişi de kuzenim de benim başkalarına göre daha hassas oluşumu, biraz çekingen duruşumu hep kusurmuş gibi hissettirdi, kuzenim ona benden bahsederken, hatta bir defasında benim yanımda .... çok iyidir ama tek olumsuz tarafı biraz çekingendir, demişti. Ve o kişi öyle istiyordu ki onun bir kalıbı var ve evleneceği kişi de ya tam ona uygun olacak ya da kendini kese-biçe onun içine girecek. Baktı benimle çok uğraşması gerekecek, uğraşmadı. Ama en zoruma gidenlerden biri bana fıtratlarımız farklı dedikten söz taktığı güne kadarki iki aramamda başkasıyla görüştüğünü söylemeyip, benim kusurlarımdan bitirdiğini ima etmesiydi.
Ha bir de sözünün gecesine kadar numaramı silmedi. Çünkü ertesi sabah Whatsapp profilini göremiyordum, o güne kadar pp ve storylerini görebiliyordum ve anlayamayıp instasına baktığımda gördüm yüzük taktığını. Belki de ben daha uygun gelsem dönecekti ve ben de hiçbir şeyden haberim olmadan saf gibi benimle evlenmek istediği için döndüğünü sanacaktım, Allah korumuş.
Velhasılı kelam -bunu söyleyeceğimi asla düşünmezdim ama- bu görüşme aşamalarında sadece kendini düşünmek lazımmış. Herkes böyle değildir, muhakkak iyi insanlar da vardır ama çoğu insan karşısındakini ne düşünüyor ne de saygı duyuyormuş, bunu tecrübe ettim. Bir de, ben kendimi biraz ikinci plana attığımı hissettirdiğimde insanların tam oradan vurduğunu gördüm. O yüzden artık karşımdakinden önce kendime değer vereceğim, ilk kendimi düşünmeye çalışacağım. Her şey bir imtihan elbet, bunları yaşamamın da vardır bir sebebi. Şükür ki Rabbim korumuş beni yoksa olayın sıcaklığıyla hiçbir şeyi göremeden evlenip gidebilirdim.
Bu yazı ne zamandır taslaklarımda duruyor atamıyordum ama bugün Twitter'da okuduğum bir hatıra neticesinde belki birisine bir faydası dokunur tecrübemin diyerek atmak istedim, belki birinin daha az acı çekmesine faydam olur. Ha bir de bu kişi beş vakit namazını kılan, dilinden Allah'ı düşürmeyen, mevkisi yüksek biriydi ama ne din ne de meslek iyi ve ahlaklı insan olmanın teminatı değil bunu da unutmamak gerekiyormuş. Bir hocamın dediği gibi dini yaşayışının tercih sebebi olduğu nesille aramızda çooook fark var. Rabbim ahlaklı, vicdanlı, iyi insan olabilmeyi ve de öyle insanlarla karşılaşmayı nasip etsin, hepimizin yardımcısı olsun.
Son olarak -bu gerçekten son 🙈- bunları anlattığım kişiler arasında "ohooo sen bu kadarla mı üzüldün, uzun süre kafana taktın, daha kötüleri de gelebilir başına, böyle yaparsan yaşayamazsın, çok abartıyorsun" diyen insanlar oldu. Eğer bu yazı yayınlanırsa böyle düşünenler için Kızılderililere atfedilen bir sözü yazmak istiyorum:
Benim hayatımı yargılamadan önce benim ayakkabılarımı giy, benim geçtiğim yollardan, sokaklardan geç. Benim takıldığım taşlara takıl ve yeniden ayağa kalk ve aynı yolu tekrar git, benim gittiğim gibi. Ancak o zaman beni yargılayabilirsin.
Keşke bizden farklı hisseden, düşünen insanlar olduğunu da kabullenebilsek de yaraya sözde merhem niyetine biz de tuz basmasak. :(
Çokça sevgiler.
Allah'a emanet olun.
Blog Sahibini Notu:
Sen zaten aklı selim davranarak yaşadıklarından çok sağlam dersler çıkararak yoluna devam etmişsin. Bundan sonra da samimi duam en yakın zamanda rüya gibi bir süreç yaşayıp evlilik hikayeni bizimle paylaşman...
Rabbim yolunu açık etsin. Gönlünün muradını versin.
12 Yorumlar
Ben karşı tarafın evlendiği kıza daha da üzüldüm. Muhtemelen yazıyı paylaşan arkadaş gibi başka bir kişinin varlığından haberdar değildi ve yalan şeylere kanarak evlendi. Bu tür acı tecrübe yaşayan ne çok arkadaşımız varmış. Korkmaya başladım Rabbim böylelerini uzak tutsun kadınlardan.
YanıtlaSilAmin...
SilEvet olayın bir de o kısmı var :/
Yazar hanımın dediği gibi kesinlikle Allah korumuş. Beyefendinin söz gecesine kadar bekleyip numaranızı silmemesi, düşündüğü başka bir kız oldugunu - dahası bir görüşmeyi neticelendirmeden başkasıyla görüşmek/ görüşmeye karar vermek de asla etik değil - belirtmeyip topu kusurlarınıza (!) atıp bitirmesi gibi tavırlarını çok uygunsuz ve kırıcı buldum. Neyse, artık evlendiğine göre umarım o da umdugunu bulmuştur.
YanıtlaSilYazarın düşüncelerinden yola çıkarak çok olgun ve bilinçli , güzel kalpli bir hanım olduğunu tahayyül edebiliyorum.
Rabbim yazar hanıma ve tüm bekarlara haklarında en hayırlı olacak , salih saliha eşler nasip etsin.
Sevgiler,
Sude
Yazar adına çok teşekkür ediyorum.
SilAmin...
Sevgiler
Valla herkes zaten her şeyi çok biliyor, anlıyor, görüyor. Bir biz göremiyoruz ne hikmetse.. Hatta senden çok daha iyi biliyor nasıl biri olduğunu ve kiminle daha mutlu olabileceğini. 25 yıllık ömrümde anladığım en önemli şey kendini dinle, tanı ve bil. Ne istediğini düşün, başkasınında çok dediğini ciddiye alma (eğer işin ehli, olgun, bilgili ve yapıcı eleştiri yapıyorsa tabi başka). Bayan M.'nin de verilmiş sadakası varmış. İnşallah kendi gibi naif , ona saygı duyan , onu olduğu gibi seven ve aynı hassasiyetlere sahip biriyle mutlu ve huzur bir yuva kurar:)) (Bide işleri ciddiye getirme, 20 günde cevap verme zorunluluğa nedir yaa sanki yangından mal kaçırıyor.Evlilik bu yaa..)
YanıtlaSilYazar adına çok teşekkür ediyorum.
SilEtrafa göre hava hoş düğün olsun da bize eğlence çıksın diye düşünüyorlar herhalde :/
Öncelikle yazarımıza geçmiş olsun diyorum. Benim yazıda takıldığım yerlerden biride çekingen olmak kötü bir şey yada bir marazmış gibi söylenmesi.Anladığım kadarıyla belli hassasiyetlere sahip insanlar, bir kızın çekingen olması onun daha önce bir erkekle münasebetinin olmadığını göstermez mi? Bazı dindar erkeklerin hatta beş vakit namazı da olan birinin böyle olması insanda evlilik fobisini hortlatan cinsten. Ne diyelim Yunus Emre'nin de dediği gibi "İlla edep, illa edep".
YanıtlaSilEvet aynen öyle :/ Ama insanları anlamak zor.
SilYazar adına çok teşekkür ediyorum.
Biraz geç yazıyorum bu yorumu fakat umarım görürsünüz.
YanıtlaSilSizin yazdıklarınızı okurken defalarca başımı salladım. Yaşadığını yaşamadım belki fakat anksiyete düzeyinde olmasa da bir evlilik fobim var. Bir de ne yazık ki evlilik konusu açılınca kendi karakterim sorun ediliyor. Çok fazla şey yazmayacağım siz zaten çok güzel açıklamışsınız. Hepsine katılıyorum. Sadece ben de belki size destek olur diye geçenlerde gördüğüm bir şeyi paylaşmak istiyorum. Nasıl ki bir tohum her toprağa uyum sağlayamaz, kendine göre toprağı, su ihtiyacı, mevsimi varsa insan da öyledir. Olmuyorsa o kişi bizim için değildir. Tohum kendi toprağını bulursa filizlenir, serpilir, meyve verir. İnsan da doğru kişiyi bulunca böyle olur. Siz o kişiyle karşılaştığınızda inşallah kalmaz bu çekingenliğiniz, endişeleriniz.
Bize düşen rabbimize dua edip bu insanı karşımıza çıkarması. Hazinesi sonsuz olan Allah, İnşallah iyi insanlarla karşılaştırır sizi. Sevgiler.
Amin.
SilYazar adına çok teşekkür ediyorum
Hep duamdır Allah hayırlı insanlarla karşılaştırsın. Bir insan gelip senin hayatını alt üst edip maddi manevi zararlarla arkasına bakmadan bırakıp gidebiliyor malesef böyle olaylarda olan hep kadınlara oluyor . Arkadaşımızı allah kurtarmış bence evet yaşadığı güzel bir tecrübe değil ama belki onu daha kötü hatalardan döndürebilecek bir tecrübe kazanmış oldu allah beterinden korusun umarım karşına sana değer veren seven allah korkusu olan bir insan çıkar...
YanıtlaSilAllah razı olsun. Amin.
SilYazar adına çok teşekkür ediyorum