Casus Kitap Yorumu Paulo Coelho "Gerçek Bir Hayat Hikayesi"

Yanlış devirde doğmuş bir kadınım ben, hiçbir şey düzeltemez bunu. Gelecekte hatırlanacak mıyım, bilmiyorum şayet hatırlanırsam mağdur bir kadın olarak değil, cesur adımlar atmış ve ödemesi gereken bedeli korkmadan ödemiş biri olarak görülmek istiyorum. 

Casus kitabının bu arka kapak yazısı vurdu beni. Satın alırken gerçek bir hayat hikayesini konu edindiğinden haberim yoktu. Okumaya başladığımda gerçek bir hayat hikayesini konu edinmesi beni kitaba bağladı. Kitapta casus bir kadının, Mata Hari'nin, 1. Dünya Savaşının bitiminde yakalanarak hapse girmesi, burada kendini aklamak adına avukatına yolladığı mektuplardan yola çıkarak bir kurgu oluşturulmuş.

Casus kitabı konusuna kısaca değinirsem; Almanya adına casusluk yapan Hollandalı bir kadının, bir dansözün, bir striptizcinin, 1. Dünya Savaşı sonrası günah keçisi ilan edilerek hapse atılmasını ve onu idama götüren süreci anlatıyor.

Kitabı kurgu olarak ele aldığımda yetersiz kalıyor. Çok fazla soru işaretleri içeren, boşlukları olan bir hikaye karşınıza çıkıyor. Kitap arasında ana karakter Mata Hari'nin gerçek hayatını okuma ihtiyacı hissediyorsunuz. Bu açıdan baktığımızda kitabın bir otobiyografi olmadığı açık bu yüzden Mata Hari'nin kısa bir otobiyografisini okumadan kitaba başlamak yanlış olur. Zira yazarın, Mata Hari'nin avukatına yolladığı mektupların dışına çıkmamak adına mevzuları çok açmadığını, bazı önemli detayları vermediğini düşünüyorum.

Dili açısından çok akıcı olduğunu söyleyebilirim. Kahraman bakış açılı anlatış tarzı gerçekten Mata Hari'nin ağzından yazılmış gibi gerçekçiydi.

Hikayenin geneline baktığımda 1900'lü yılların başında bir kadının ülkeden ülkeye savrularak casusluk yapacak, çift taraflı çalışarak cesaretin sınırlarını aşacak kuvvete sahip olması hayranlık uyandırıcıydı. Kitabı okuyup Adı Aylin kitabındaki karakteri hatırlamamak mümkün değildi. İki kadının birbiriyle örtüştüğü bir çok nokta vardı. Birisinin sonu idam mangası tarafından kurşuna dizilerek geldi diğeri ise tek bir kurşunla öldürüldü. Bu açıdan da iki kadın aynı hüzünlü sonu paylaşıyor.

Mata Hari benim zihnimde merak uyandıran ilginç bir tarihi şahsiyet olarak kaldı. Bundan sonra karşıma çıkarsa hayatı hakkında daha detaylı bilgiler edinebileceğim bir belgeselini ya da ne bileyim bir filmini izlemek isterim. 

Son olarak kitabın bir otobiyografi olmadığını, ara ara internetten bazı detaylara bakmak zorunda kalacağınızı bilerek kitaba başlarsanız severek okuyacağınızı söyleyebilirim.

Yazımı Mata Hari'den bir paragrafla bitireyim;

Hayat bana neden bu kadar kısa zamanda bu kadar çok şey yaşattı, bilmiyorum.

Zor anlara dayanıp dayanamayacağımı görmek için.
Özümün sağlam olup olmadığını görmek için.
Bana tecrübe kazandırmak için.

Ama bunları başarmanın başka yolları, yöntemleri de var. Beni ruhumun karanlığında boğmasına, hiç kimsenin rehberliği olmaksızın kurtlar ve başka vahşi hayvanlarla dolu bu ormandan geçirmesine gerek yoktu.

Tüm kitap yorumlarıma şuradan ulaşabilirsiniz.