Lavanta bahçeleri turu

En son Isparta şehir merkezine yola çıktık deyip orada kalmışım, devam ediyorum.

12:30

Isparta merkezde öğle namazı, öğle yemeği ve alışveriş için serbest zaman verildi. Camii ve abdest alınacak yerler, ayrıca yemek yiyebileceğimiz mekanlar hakkında yönlendirmeler yapıldı.

13:00

Cuma günü olduğu için camide namaz kılacak yer sıkıntısı yaşayacağımız düşüncesi ile önce yemeğimizi yemeye karar verdik. Ferah Lokantası Mehmet Yaşin'in de tavsiye ettiği, 1940'lı yıllardan beri varlığını sürdüren bir işletmeymiş, bunu yemeğimizi yedikten sonra fark ettik, meşhur olan kebabını değil de pidesini yedik ama pidesinin dahi enfes olduğunu söylemeliyim.

Isparta merkezden gülsuyu alma niyetimiz vardı ama Isparta'da neredeyse adım başı Rossence mağazası var, evet, Gratis ve Watsons'larda da satılan marka haricinde yerel, daha güvenilir bir gülsuyu markasına denk gelmeyince Ankara'da da var ama burası daha tazedir diye kendimizi avutarak bir tane edindik. 

15:00

Bu saat geldiğinde artık turun asıl amacı diyebileceğim Lavanta Bahçeleri bizi karşıladı. Ya da çalılar bizi karşıladı desem daha doğru olur. Durum şöyle ki; daha görmeden rehberimiz dedi ki; bahçeler Instagram'da gördüğünüz gibi mor değil, onların hepsinde filtre var. Kaldı ki siz lavantanın son zamanına denk geliyorsunuz aşağıda gördükleriniz tamamen hayal kırıklığı olacak ama merak etmeyin sizi yaylalara çıkaracağız.

Filtreli :)

Peki, dedik. Ve gerçekten ilk durakta lavantalar çalılardan farksızdı.

Köye geldiğimizde römorklara doluşarak yaylalara çıktık ama yine de fotoğraflardaki gibi değildi. Eğer gidecek olanlar varsa, önümüzdeki senelerde, mosmor bahçeler hayal etmesin. Dediğim gibi yaylaya da çıktık, köy ile arasında fark elbette vardı ama beklediğimiz, övüldüğü olağanüstülükte değildi. Ayrıca burnumuza buram buram lavanta kokusu da gelmiyordu, bildiğiniz köy kokuyordu. 😁

Neyse işte efendim, burada zilyon tane instagörl pozu çekindikten ve filtreleri bastıktan sonra günün sonuna geldik.

Römorklarla yayladan inerken inanılmaz bir yağmur yağdığı, yol çok uzun olduğu için de bu yağmura 15 dakika kadar maruz kaldığımızı, çok afedersiniz, çamaşırlarıma kadar sırılsıklam olduğumu, otobüsün içinde üstümüzü değiştirdiğimizi ayrıntılarıyla anlatmayacağım. Hahah! İnanılmaz eğlendik. Yağmurda ıslanınca başörtümün çeperi kakül gibi önüme düşmese yağmuru da bir gün seveceğim, söz!

Lavanta bahçeleri hakkında size diyebileceğim, illaki görülmesi gereken, sosyal medyada abartıldığı kadar aman aman bir yer olmadığı yönünde olacaktır. Güzel ülkemin gezilmeye değer daha öncelikli yerleri var. 

Ama biz gittiğimiz arkadaşlarımla eğlendik mi? Evet, tamamen ortamdan kaynaklı inanılmaz keyifli bir geziydi. 

İslami tura katıldığım firma ile ilgili bilgileri şurada vermiştim.

Turun ilk günü gittiğimiz Salda Gölü ile ilgili yazıma şuradan ulaşabilirsiniz.