Kitap okurken kelimelerin altını çizenlerden değilim, ben sayfaların kenarını ufacık kıvırırım. Birçok sayfasını kıvırdığım bu kitap, son zamanlarda okuduğum en iyi romandı, hatta Birgül Özcan son zamanlarda keşfettiğim en iyi Türk yazar diyebilirim.
Kitabın İsmi: Ev Anası
Kitabın Yazarı: Birgül Özcan
Ev Anası Konusu:
Nur diplomalı ve "dışarıda" çalışmayan bir ev anası. O kendisine ev hanımı demiyor, hiçbir anketin mesleğiniz hanesine de ev hanımı yazmıyor. Bunun sebebini ise şöyle açıklıyor;
Çünkü anacım, ben dokuz yıldır, ev sektöründe hizmet veren sigortasız bir işçi olarak, bir gün hanımlık yapmadım.
Çok haklı bulduğumuz Nur, aslında benim, belki de sizsiniz ya da bir komşunuz. Öylesine sahici ve elle tutulabilir bir karakter. Komşuları da kendisi gibi ev anası. Yalnız bir tanesi hariç. Çalışan bir tek arkadaşı var o da Emlakçı Kamuran Teyze. Ondan çalışan diye bahsettim ama Nur bu konu hakkında şöyle diyor;
Emlakçı. Aramızda çalışan tek kadın... Ev dışı kariyeri olan desem, daha doğru olur. Şimdi bizimkiler okusa carlarlar, "niye kız, bizimki iş değil mi?" diye.
Nur için Sıdıka'nın okumuş ve evli versiyonu diyebilirim. Sıdıka daha alt kültürde yetişmiş bir "ev kızı" portresi çizerken, Nur'un temsil ettiği kesim daha büyük bir kitleyi kapsıyor. Zira eskiden ev anası olmak belki bir nevi zorlamaydı (eş ve mahalle baskısı), ama günümüzde ev anası olmak, eğitim almak ama çalışmamayı tercih etmek büyük ölçüde keyfî ya da mecburi (iş bulamama) oldu.
Kitabı Yekta Kopan'ın önerisi üzerine almıştım. Çok severek ve eğlenerek okudum, hatta Nur'un Uzak Doğu sinemasına olan sevgisi ve Kim Ki Duk hayranlığına değinilen satırlarda ben yazmışım gibi hissettim.
Yayınevi: Sel Yayıncılık
Basım Tarihi: 2016
Sayfa Sayısı: 115
Ev Anası Arka Kapak
Ayakların altında olduğu rivayet edilen cennet ile burnumuzun dibindeki sahici cinnet arasındaki mesafe nedir? Ev hanımı, ev kadını, ev kızı ya da ev anası; yaşam alanı "ev" olarak tanımlananların asgari müşterekleri bir devrime yol açabilir mi? Dibi tutmuş tencereler, kenarı sökülmüş perdeler, ovulmaktan aşınmış yüzeyler dile gelse, görünmeyen emeğin destanı yazılabilir mi?
Birgül Özcan, Ev Anası'nda zekası, hüneri ve emeği ile hapsedildiği alanları aşan, kalıplara, slim fit bedenlere, hanımlık müessesesine sığmayıp taşan kadınları esprili ve gerçekçi bir üslupla anlatıyor.
"Katlanmak bilmeyen lastik çarşafların, kalorifer petekleri üstlerinde kurutulan çorapların, vitrinlerde misafiri bekleyen kristal bardakların, kapı arkalarında rulo yapılmış halıların, battaniyeye sarılı yoğurt olmayı bekleyen mayalanmış süt dolu tencerelerin, Vita kutularında sardunyaların, varis çoraplarının, buzluk böreklerinin ve altın günü lobisinin müellifleri ev analarının mutfaklarda, dolap içlerinde, çekmece diplerinde güvelenmeye terk edilmişken fark edilip tezgâh üstüne çıkarılmış hikayesi..."
6 Yorumlar
İlgimi çekti yorumunuz, listeme alacağım. kaleminize sağlık. :)
YanıtlaSilUmarım siz de seversiniz
SilÇok merak ettim şimdi!En kısa zamanda alıp okumalıyım *-* Yazın için teşekkürler~~
YanıtlaSilUmarım sen de benim kadar seversin :)
SilAlsam mı almasam mı diye çok düşündüğüm kitaplardandı. Senin yorumun üzerine alacağım Nabrutcuğum :)
YanıtlaSilUmarım sen de benim gibi seversin ^^
Sil