-Beyaz gelinliğinle çıktığın bu eve ancak beyaz kefenle dönersin.
Tüyler ürpertici bu sözlerin barındırdığı; gittiğin yeri dönmeyecek gibi sahiplen alt metni seviyor olsam da direk alt metni işitmeyi tercih ederim.
Eskilerde çokça söylenegelmiş bu söz şimdi okuyacağınız hikâyede de geçiyor.
Şehirden köye gelin giden anneannenin bu güzel hikâyesi ile sizi baş başa bırakıyorum.
Hikâye sahibinin ricası: Anneannemden göndermek için izin istediğimde beni tanıyanlar okumazsa olur, dedi. O yüzden eğer paylaşırsanız, ismimi yazmazsanız sevinirim. 😊
“Hikâye şöyle:
Yıl 1950.
Anneannem 19 yaşlarında, İstanbul Fatih’te yaşıyorlar. Fatih camine hafızlık yapmaya gidip gelirmiş. Günün birinde camiden eve dönerken, teyzenin biri anneannemi takip etmiş, evin nerde olduğunu öğrenmiş. Dedemlere de burada eli Kuran tutan güzel bir kız var diye haber yollamış bu teyze.
Bir gün anneannemler evde boya badana yaparlarken kapı çalmış. Anneannemi eve kadar takip eden teyzeymiş gelen. O zamanlar kız görmeye haberli gidilmezmiş. Anneannemlerin üstleri başları kireç içindeymiş tabii. Annesi üstünü değiş, misafirlere hoş geldin de, demiş anneanneme. Anneannem onu görmeye geldiklerini anlamış. İstemiyorum ben deyip kıyafetlerini değişmeden görücülerin yanına çıkmış. O teyze anneannemi o halde görünce; İyi tazı çuvalın içinde olsa bile belli olur, demiş. (Güzel kız, kirli kıyafet içinde de olsa güzeldir, demeye getirmiş lafı :)
temsilidir |
Anneannem hafızlığa çalıştığı için bir de ablası daha evlenmemiş olduğu için evlenmek istememiş. Ablası da bakmış kardeşi evleniyor, baştan sıcak bakmadığı bir isteyeni varmış onunla evlenmiş. Anneannem istememiş olsa da babası fikrini sormamış tabii. Babamla nasıl konuşacaktım, diyor anneannem.
Bir gün babasıyla annesinin konuşmalarını duymuş kapının ardından. Meğer dedem az para kazanıyormuş. Babası; hiç maaş almasa da söz verdim, vereceğim kızı, demiş.
Annesi anneannem evlenirken: "Bu evden çıktıktan sonra ancak kefenle dönebilirsin; anne, baba, kayınvalide, kayınpeder hakkı birdir, bize hizmet etme ama onlara hizmet et." demiş, öyle göndermiş. Anneannem de; biz kayınvalidemize, kayınpederimize hizmet ederken hiç gocunmadık, memnuniyetle yaptık, diyor.
Anneanneme, nikâhtan önce dedemin fotoğrafını vermişler. Dedeme de nişandan sonra anneannemin fotoğrafını göstermişler.
Resmi nikâh İstanbul'da olmuş. Anneannem resmi nikâh kıyılacağı zaman dedemi görmek için "Yanımda oturan bir adam var bakayım nasıl biri" diye çaktırmadan bakmaya çalışıyormuş. Nikâhtan sonra anneanneme; ne öyle damada bakıp durdun, diye çıkışmışlar. "Sanki ne yapıyordum, evleneceğim adama o kadar bakmaya bile laf ediyorlardı," diyor anneannem. :)
Nikâhtan sonra ailesiyle İzmit’e gelmiş. Dedemler faytonlarla karşılamışlar anneannemleri. Tıkır tıkır giderken anneannem köye geldim ben galiba diye düşünüyormuş. Kayınvalidesiyle eşinin teyzesinin evi yan yanaymış. Ertesi gün dini nikâh kıyılacakmış. Gelin alma olacağı için de aynı kapıdan girip çıkmasın, uğursuzluk olurmuş diye ilk geldiği gün teyzenin evinde yatırmışlar. Tabii anneannem şehir kızı. İstanbul'da büyümüş. O zamanlar İzmit de daha gelişmemiş, köy sayılır. Köye mi geldim diye düşünmekten o gece uyuyamamış. Sabah kalkıp camdan bakınca, bakmış şalvarlı kızlar elinde çubukla önlerine inekleri katmışlar, gidiyorlar. Eyvah babam beni köye gelin verdi demiş. Dedem futbol da oynarmış o zamanlar, hatta nikâha da maçtan çıktıktan hemen sonra gelmiş. :)
Dedemin tek kız kardeşi, 4 kardeşin en küçükleriymiş. O, kıskanırmış anneannemi. Okula gidiyormuş daha, saçlarımı ille yengem örsün deyip, sabah 7 de anneannemi uyandırıp saçlarını ördürür, sonra beğenmez yamuk olmuş diye söktürürmüş. Bir gün annesine yengem evine ne zaman gidecek diye sormuş, gitmeyecek artık burada kalacak cevabını duyunca da iyice kıskanmış anneannemi. Bunları da yıllar sonra söylemiş anneanneme. :)
Ama anneannemi çok severlermiş. Köy dediği yere de böyle alışmış. 40 yıl eşinin ailesiyle beraber şikâyet nedir bilmeden, güzel güzel yaşamışlar.
Anneannem, dedemi doğru düzgün görmeden, babası fikrini sormadan evlenmiş belki ama 50 sene birlikte yaşamışlar. Zorluklar muhakkak olmuştur ama anneannem hep güzellikleri gören biridir. Ve bence eskiler evlenirken kaderimiz bu diye düşündükleri için, karşılaştıkları şeyler için şikâyet etmezlerdi.”
Not: Siz de hikayenizi bizimle paylaşmak isterseniz ki çok mutlu oluruz, nabrutvebiz@gmail.com adresinden benimle iletişime geçebilirsiniz.
Yazı dizisi:
Görücü usulü evlilik nedir?
Görücü usulü evlilik "Usulü"
Görücü usulü evlilik hakkında bilinmeyenler
6 Yorumlar
şu söz kadar kızdığım bir söz yok galiba hayatta çevremde sırf ailesi bu sözleri sarf ettiği etmese bile bu görüşü benimsediği için gaddar ve zalim kocalarına tahammül etmek zorunda olan onlarca kadın var, ve yine bu sözü bildikleri için eşlerine (mal) muamelesi yapan insanlarda var yani nolur bir baba anne kızına sevgi göstersede kızları duygularını açıklayabilse ailelerine..... tutmayın beniii yoksa bu konuda bir yazı daha yazacağım burada
YanıtlaSilO konu apayrı...
SilNabrut kardeşim (samimiyetinize güvenerek)sahiplerinin izni olursa eğer evlilik hikayelerini kitap olarak görmek isteriz.Rabbim sizin de gönlünüze göre versin.severek takipteyiz.Hoşçakalın.Fatma
YanıtlaSilAhh ne güzel olur. Kısmet kader^^
SilBu zamanda böyle hikayeleri okudukça benim halim ne olacak diye kara kara düşünmeden edemiyorum. Ne güzel görmeden de olsa evlenenler 40-50 yıl evliliklerini sürdürürken aşık olup ya da yıllarca sevgili olup evlenenler bir yıl bile evli kalmıyorlar. Keşke eski zamanda doğup evlense idim. Allah herkese uzun yıllar, bir ömür sürecek evlilik nasip etsin. 👰 💕
YanıtlaSilEvet bazılarımız eski zaman insanı galiba...
Sil