Otobüsümüz Söğütözü’nden hareket etti.
Gezginlere önemli not: Yol arkadaşı ile uyku uyumu en önemli şartlardan birisidir. :)Bu noktada yani gece yolculuğuna çıkıyorsanız yol arkadaşınız çok önemli. Kendi adıma yol arkadaşıma yani kuzenime çok acıdığımı belirtmeliyim. Çünkü ben yolda yani taşıtta uyuyabilen insanlardanım. O ise yatakta bile uykuya zor dalar. Gece yolculuğuna çıkıp da gün boyu yayan gezecek bir çift için ise en önemli ihtiyaç uyku.
Sabah 06.00
İstanbul’a vardık. Ataşehir’de inerek servisle Üsküdar’a gittik ve deniz…
Öylesine çok esiyordu ki… -Bırakın şurada bir edebiyat parçalayayım- böyle bize hoş geldin der gibiydi. Ah yazarken bile İstanbul’u özlüyorum.
Kız kulesi manzarası olsun diye bir klasik yapıyor kahvaltımızı Filizler Lokantası'nda ediyoruz. Kahvaltımız çok iç açıcı değil, ama manzara güzel, sohbet şahane. İstanbul’dayız daha ne olsun!
Saat 11.00
Kahvaltıdan kalkıyoruz, sırtımızdaki yükleri otele bıraksak mı diye ikileme düşsek de zamandan tasarruf etmek adına Göztepe’ye Oyuncak Müzesi'ne doğru yola çıkıyoruz. Çünkü ikimizde uzun yıllar süren İstanbul serüvenlerimizde buraya hiç uğramamışız.
Yanlış vesait kullandığımız için uzun süren bir yürüyüşten sonra epey zaman kaybederek gittiğimiz müzeden, hayal kırıklığı ile çıkıyoruz. Bize dair, bizi anlatan, bizim anılarımızdan kısaca 80’lerden neredeyse hiçbir şey yok. Aynı yıllarda doğduğum kuzenim ile çocukluğumuzdan tek bir oyuncak bile göremiyoruz. Oyuncaklar 70’lere kadar…
Hayal kırıklığımızı yanımıza alarak tabana kuvvet otelin yolunu tutuyoruz çünkü artık sırtımızdaki yüklerimizi boşaltmaya şiddetle ihtiyacımız var, sırtımız “help me” diye bağırıyor.
Saat 14.30
Oteldeyiz. Kaydımızı yaptırıp odaya girer girmez tahmin edersiniz ki olanca hızımızla soyunup kendimizi yatağa atıyoruz. İstanbul’a gelmiş olmanın adrenalini ile uyuyamıyoruz ve ılık birer duş almanın iyi geleceği klişesinden medet umarak kendimizi banyoya atıyoruz.
Çıktıktan sonra klişeleri bir kez daha seviyoruz zira ikimizin de son hali zzzz….
Saat 17.00
Uyanıp, hazırlanıp odadan çıktığımız vakit bu. Artık sırtımızda yüklerimizin olmadığını bilmenin huzuru ve hafifliği ile çok acıktığımızın farkına vararak Ümraniye’ye yol alıyoruz. Çünkü karnımız kadar gözümüzü de doyurmalı, alışveriş yapmalıyız.
Ümraniye çarşısında pek bir şey bulabildiniz mi derseniz; ikimizden birbirimizden çok bir şey beğenmez olduğumuz için büyük bir hayal kırıklığı yaşadığımızı söyleyebilirim.
O gün sadece bordo birer elbise alıyoruz, çoğul eki kullanıyorum çünkü aynısını alıp bugünün hatırası olsun istiyoruz. Zaten İstanbul’dan bir şeyler bulurum diye yanıma hiçbir şey almamıştım, yük etmeyim diyerek. O gün onu da almasaydım ertesi gün giyecek bir şeyim olmayacaktı.
Akşamı Ümraniye’de söndürüyor, Ümraniye Meydan’da demokrasi mitingine katılıyor ve otelimize dönüyoruz.
İlk günümüz bitti.
İlk günden çıkardığım dersler;
Artık arabasız tabanvay seyahatler için çok yaşlanmışım. Bez ayakkabı ile rahat ettiğim o gençlik yıllarımı çok gerilerde bırakmışım, bu geziye annemin hatta anneannemin aldığı şu ortopedik ayakkabılardan biri ile
çıkmalıymışım. Haha!
Geziye çıkmadan önce mutlaka Gnc’yi ziyaret edip takviye almalıymışım zira bir çuval una denk gelen bünyem 12- 15 saat arası yürümeyi kaldıramıyormuş. –son günümüzü anlatırken ne demek istediğimi anlayacaksınız-
Yani tabi İstanbul gezimin devamını dinlemek isterseniz...
"Yirmisekiz Nabrut Çelebi Bildirdi"
32 Yorumlar
Oyyy bu yazı dizisi sevilmez mi okunmak tekrar tekrar okunmak istenmez mi, devamı heyecanla beklenmez mi? :))
YanıtlaSilŞeyma ne güzel insansın sen :*
SilAhaha nabrut çok güldüm. benim literatürümde istanbul demek aşk demek ama aynı zamanda yorgunluk demek ayaklarına kara sular inmesi demek ortopedik ayakkabı fikrine bayıldım:) Yazının devamını merakla bekliyorum. Sevgiler :)
YanıtlaSilİstanbulda yaşarken orayı hiç sevmiyordum şimdi ise keşke orada olsam diyorum benim İstanbulla olan ilişkim biraz karışık :D
SilIyi gezmeler Nabrut.Devamını bekliyorum.
YanıtlaSilTeşekkür ediyorum efendim. Gezdik bitti böyle yazarak avunuyorum :)
SilBir İstanbul aşığı olarak hikayenizin devamını dinlemeyi çok isterim:)
YanıtlaSilAh çok mutlu oldum zira yazıp yazmamak noktasında mütereddit idim
SilHahaha. O ayakkabı yakında hepimiz için şart olacak! :)
YanıtlaSilSana daha var. Benim acil :)
Silİstanbul senden ayaklarını alır, elinde bir avuç mutluluk kalır :))
YanıtlaSilTeyzemin orada yaşaması babamın işleri sonra benim İstanbul maceram derken çocukluğumdan beri İstanbulla ilişkimiz kesilmedi. Ama o zamanlar böyle değildi hemşireeee yaşlanmışım. :D Ayaklarım hep benimleydi şimdiye kadar :D
SilBir İstanbul aşığı daha, çevremdekiler hep İstanbul aşığı bende körle yatan şaşı kalkar usulü sanırım artık İstanbulu seveceğim. Neysem tabikide dinlemek isteriz devamını :)
YanıtlaSilBen yaşarken hiç sevmiyordum :D Yaşlanınca sevmeye başladım nedense :D
SilSen yazarsın da biz dinlemek istemez miyiz? :D
YanıtlaSilBu arada tabanvay seyahatler için en iyi ayakkabılar koşu/performans ayakkabıları, öneririm ^^ Ama gerçi bende oluşan Nabrut profiline göre Nabrut daha şık giyinen biri olduğu için kıyafetlerine uygun gitmeyebilir -konu ne ara buraya sarktı :D :D-
O değil de az bi'süre de olsa aynı gigametrekarelik alan içinde bulunmuş olduğumuzu bilmek güzel ^^
Ellerine sağlık. Yazının devamını dört gözle bekliyorum ^^
Siz okursunuz da ben yazmaz mıyım ^^
SilHiç kalın tabanlı spor ayakkabım olmadı doğru tespit giyemem onlardan :D Şık değil de işte o ayakkabılar bana çok kaba geliyor :P
canımsın dua et İstanbul'a yerleşeyim sık sık görüşelim inşallah
Ahah tam da annemle istanbul gezisi yapalım mı diye düşünüyorduk :)) devamını merakla bekliyorum :)
YanıtlaSilUmrım en kısa zamanda gidersiniz o zaman ^^
Sildevamını merakla bekliyorum zira sizden tüyo alacağım :) birkaç gün sonra aile efradıyla istanbul'a gideceğiz ve istanbul'da okuyan ben onlara rehberlik edeceğim. takdir edersiniz ki insan böyle sorumluluklar yüklenince biraz geriliyor :) neyse, elinize sağlık :)
YanıtlaSilTahmin ediyorum. Bizden tüyo senin bilmediğin bir yere gittiğimiz sanmıyorum aslında. Çünkü bizimki İstanbul'un görmediğimiz yerlerini gezmekten çok -çünkü çoğu yerini görüp gezdik bir çok defa- özlediğimiz yelerine tekrar gitmekti biraz manevi turizmdi gibi gibi. Yine işine yarar bir şeyler çıkar umarım
SilÇok eğlenceli..tabi okuması. Bu sıcakta yürümek çok eğlenceli olmasa gerek.
YanıtlaSilTeşekkür ediyorum.
SilAma Allah'a şşükür ki gittiğimiz hafta istanbul'da hava 25 derece falandı şans yüzümüze gülmüştü
Okurken çok eğlendim devamını merak ediyorum . Bende kuzenin gibi evde bile uyuyamayan biriyim , 3 gün önce bende yoldaydım ve uyamadığım için mahvoldum, kaç gün oldu anca kendime geldim.
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim.
SilAnlıyorum seni, ben uyuyabildiğim halde pert oluyorum uyuyamayan ne yapsın
Ahh Istanbul deyince akan sular durur.. bu arada yeni yorum yazmaya basladim ama sıkı bi nabrut takipcisiyim.her yazını severek okudum okuyorum. Önce i ctenligin sonra zekan sonra da parmakların dert gormesin☺
YanıtlaSilteşekkür ederim çok incesin ^^
SilHer zaman beklerim artık
Bu arada blog sahibesi olmayan ben gibiler sana nasıl ulaşıp yazi gonderebiliyo cahillik ışte 😊
YanıtlaSilEstağfirullah. nabrutvebiz@gmail.com adresinden bana ulaşabilirsin
Sil2 kez gittiğim istanbulun tadını hiç çıkaramadım 3. De inşallah diyorum ve gerçekten özleniliyor :)
YanıtlaSil3. de sevdiceğin ile beraber İstanbul'un altını üstüne getirirsiniz inşallah
SilAh nabrut hani istanbula gelince blog buluşması yapacaktın:) genelde Ankaralı arkadaslarım istanbulu oyle cook ovmezler hep ankara bır numaradır ama sen seviyorsun demek İstanbul sevilmezmi tabii yaa. Misafir gelseydın kahve ikram etseydim :) yazının devamını 4 gozle bekliyorum gezmek guzeldır tadını cıkar bence en guzel çağındasın :)
YanıtlaSilBen İstanbul'a darbe girişimi sonrası geldim ve bloğumdan haberdar olmayan kuzenimle beraber :)
Silyani şartlar hiç uygun değildi. Bir dahaya inşallah :( Toplu bir buluşma olmasa bile belki senin bir kahveni içerim ^^