Kaynana Acısı Görmeyesice

Babaannemin hayatını film yapmak isterim ama onun yaşlılığını canlandıracak birini bulabileceğimi sanmıyorum. 

Gençliğini ben canlandırabilirim, biraz biraz benzeriz. Ama yaşlılığına gelince film gibi kadındır, taklit edilemez. 

Mesela taş yere mindersiz asla oturmaz. Çocukken beni parka götürdüğünde oturmak için yanımıza minder alırdı. Kendi taşa oturmadığı gibi beni de oturtmazdı. Yanında hiçbir şey yoksa bile mutlaka gazete kâğıdı olurdu. -Prenses hastalığım sanırım babaannemden genetik miras-

Divan falı bakar, iyi derecede Osmanlıcası vardır, mahallede herkes ona hoca nene der. 

Her şeyi yemez. Mağdesine iyi gelmiyir’dir. Hayatta en çok tükettiği şey süt ekmektir. Anlamlandıramadınız mı? Süte ekmeği doğrar ve yer. 

Göbek, kalça, yağ… Hiçbirine sahip olmayan ömrünce 40-50 kilonun üzerine çıkmamış bir kadındır. Süt ekmekle beslenen bir kadından ne bekliyoruz ki? İşte tam da bu yüzden biraz nane molladır. Gücü kuvveti yoktur. Öyle tarlada çalışan güçlü kuvvetli eski kadınlara benzemez. Çıtkırıldımdır. Zaten tarlada da hiç çalışmamıştır. Zira memleketinin yerlisi olduğu için de mahallede doğup büyümüştür ve kendisine köyünüz neresi diye sorulmasından asla hoşlanmaz, zira o köylü değildir. -Prenses hastalığı diğer belirtileri-

Kendini kedilerine adamıştır. Evinden ciğer eksik olmaz. Kendi yemez elbette. Pisiklerine verir. O, kedilerine pisik der. 

Yaşlandığını asla kabullenmez. Hastalıklarından şikâyet ettiğinde, babam yaşlılıktan ileri geldiğini söylese ben yaşlı mıyım kele, der. 


Hatta bu kabullenemeyişinin geldiği noktada ne kadar ileri gittiğini size şöyle anlatayım:

Halamın yanına, yurtdışına yaşamaya gitti. 5-6 yıl orada kalıp çalışan halama çocuklarına bakarak yardımcı oldu. Bu uzun sürenin sonunda Türkiye’ye dönüşünde kendisini havaalanında karşıladık. Aradan uzun bir süre geçmiş olması hem vatana hasretlik hem de oralarda konuşacak kimi kimsesi olmaması sebebiyle epey çökmüştü. Havaalanındaki büyük duvardan duvara aynaların önünden geçerken bu yaşlı kari kim ola, dedi. -kari, yani karı kendi lehçesine göre yaşlı kadın demek-

Kendini kabullenemedi. Hatta sonradan bu mevzuyu konuştuğumuzda aynanın bozuk olduğunu, yanlış gösterdiğini falan iddia etti. Daha da sıkıştırınca orada ayna olmadığını onun kendisi olmadığını söyledi.

Film kadındır demiştim işte. Annemler tarafındaki akrabalar arasında meşhur olduğu sahnesi ise şöyle gelişir:
Hani size neneden bahsetmiştim, hikâyeyi şuradan okuyabilirsiniz. Nene ölünce Ankara’ya yanımıza gelen babaanneme, annemin amcasının hanımı başın sağ olsun kayınvaliden vefat etmiş, demiş. Bunun üzerine babaannem işte filmin fragmanlarında gösterilmeye layık şu repliğini irat etmiş:


Allah kimselere kaynana acısı göstermesin! 


Nene ile olan ilişkisi ona olan minnetinden dolayı, kocasından sonra kendisine sahip çıkan, tutunduğu tek dalı öldüğü için inanarak bunu söylüyor, ama kaynana acısı görmemek için ondan önce ölmek lazım bu da sıralı ölüm içine girmiyor. Ve tabii babaannem haricinde kimse böyle bir duaya âmin demediği gibi babaannemden artık şöyle bahsediliyor:
 “kaynana acısı görmeyesice nasıl?”

Çocukken bana doktor hanım olasın, diye dua ederdi. Ben olmadım, kuzenlerim bu açığı kapattı. Artık yaratana kurban diye sevdiği torununa Allah bahtından güldürsün diye dua ediyor ki işte o zaman kendi bahtını düşünüp de bu duayı ettiğini bildiğimden gözlerim doluyor.

Babaannemin terk ediliş hikayesini şuradan okuyabilirsiniz.

Yorum Gönder

16 Yorumlar

  1. Güzel paylaşımın için teşekkürler. Onlarda ki bu hayata bakış açısı keşke birazda bizde olsa demeden edemedim. Bende annneanemin hayat hikayesini, yaşanmışlıklarını bir yazımda derlemek istiyordum. Senin bu yazını görünce bir kez daha anladım hikayeleri değişse de fedakarlıkları hep aynı oluyor.:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben de bu güzel yorum için teşekkür ediyorum.
      biz onların fedakarlıklarına asla ulaşamayacağız sanırım :(

      Sil
  2. Google+ yan çizdi yaa. +'ladım ama paylaşmadı. Meh :/
    Babaannen çok hoş bayanmış :) Bir yazının yönlendirmesinden çıka çıka bir sürü yazında gezdirdin be :D Çok ilginç bir hikayeymiş ama. Hayatta hiç beklenmedik şeyler oluyor, topluma bol bol empoze edilen kötü kaynana kalıbını yıkabilen kaynanalar bile çıkabiliyor :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Google hem beni dert anası olarak kullanıyor hem de yan çiziyor hıh :D
      Öyleymiş. Yoruldun demi hihih :D ama yine geldin ve yorum yazdın teşekkür ediyorum.
      İlginç ki bir de daha anlatmadıklarım var tam filmlik :D

      Sil
    2. Eh, çok özel değilse anlatırsın bir ara :D

      Sil
  3. Aaaaaayyy... Çok içtendi... Ayna hikayesi çok güzelmiş:) Bende de garip replikler var ama, fazla iddialılar:))) Belki bir gün dünya buna hazır olduğunda deşifre ederim:)) hehehehe:))))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hahah çok güldüm. ve tahmin edersin ki çok merak ettim. desene seninki de filmlik biri :D

      Sil
    2. Benim kendi ninem değil. Benim bilgilerim ninelerin ulusal kurumundan:)))

      Sil
    3. hıımm şimdi anladım. dünya bizim nine olmamıza dhazır değil başta :D

      Sil
  4. Şu sıralar tv yüzünden anneannemle anlaşamasak da ilerde bunların bana güzel anılar şeklinde anacağımı biliyorum. (ama suan değil çünlü hiiç komık değil-_- özgürlüğüm alındı elimden resmen).. her kaynana kötü olacak diye bişey yok ki . kaynana fenaysa yapacak bişey yok ama insanların aklına kaynana öcü damgası vuruluyor. belkide kaynanalar o öcü kelimesinden güç alıyorlardır. Güzel anılar, severim bu tarz anıları dinlemeyi.. ^^

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Anneanneni facebookta gördüm çok tatlıı ^^
      İnsanlık başka bir şey. eğer insansan kaynana sıfatı seni öcü yapmıyor... aksi halde zaen kötü insansın.
      teşekkür ediyorum

      Sil
  5. Nabrutcum merak ettım dedeni gordunmu hiç ?babannenin hayatı cok ilginçmiş gecmişe donup butun hıkayeyı okudum uzuldum yaaa boyle evlilikle işi olmayan adamlar yuzunden kadınlar perişan oluyor 😔 Babannen cok guzel bir kadınmış Allah saglıklı uzun ömür versın

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Gördüm arkadaşım. Sanırım 7-8 yaşlarındaydım. Babannem bizde kalıyordu. Dedem resmen boşanmak istiyordu, o yüzden babannemle konuşmaya geldi. Babannem nikahını vermek istemedi. Sonrasında huzurevine yerleştikten sonra babam yanına gidip geldikçe resim getiriyor öyle işte. :(
      Amin elden ayaktan düşürmesin

      Sil
  6. Bu yazıdan birçok yazıya da bakma fırsatım oldu , gerçekten bazı insanların kitapları yazılmayı hakediyor.

    YanıtlaSil