Evde Kalmış Erkekler-2

Evde kalmış erkeklerin hepsinde evlenmek için bir umut vardır ama bu bahsedeceğim grup erkekleri için durum vahimdir, sonları acıklıdır.

Eğer gerekseyi, böyle bir gruba “Kimseyi Beğenmezler Grubu, Armudun Sapı ve Üzümün Çöpünü Anında Görenler Grubu, Bayan Yeterince Şahaneyi Asla Bulamayacaklar Grubu” gibi isimler verirdim.

Bu grup erkekler bir önceki yazımda anlattığım erkeklerden farklı olarak; evleneyim, evleneyim diye ortalarda dolaşmazlar. Evlenmek istediklerini söylemedikleri halde onlara bakarak bunu anlayan akrabaları vardır. Ve fellik fellik kız ararlar. Bu akrabalar onların evlenmek istediklerini nasıl anlıyorlar diye sorarsanız, bu gruba giren erkekler düğün merasimlerinde falan bir köşede yalnız mahzun mahzun otururlar. Hep hüzünlüdürler. 

Tamam, tamam bunu ben uydurdum. Mahzun oturan falan yoktur, sadece akrabaların elleri boştur ve herkes evlensin, herkesin başı yansın isterler.

Bu Grubun Ortak özellikleri;

*İyi bir iş sahibi olmaları, maddi durumlarının iyi olması,

*Kariyer sahibi olmaları,

*Ortalamanın üzerine bir görünüşe sahip olmaları,

Ki sadece ortalamanın üzerindelerken kendilerini Brad Pitt sanırlar.

*Annelerinin bir tanecik “kuşlarına” kimseyi yakıştıramıyor olması,

Tamam, teyzeciğim kuzguna yavrusu Anka gözükür, kirpi yavrusunu pamuğum diye sever, bir şey mi dedik?

*Genelde Anjelia Jolie gibi güzel bir eş adayı arayışında olmaları,

E insan Brad Pitt olunca.

*Ukala olmaları,

Ben erkeğe ukalalığı yakıştırıyorum, o da ayrı mevzu.

*Genelde takım elbise giyiyor olmaları,

Bu tip erkeklerin birçoğu nedense takım elbise giyerler, daha ciddi mi ya da daha önemli biri gibi mi görünmek istiyorlar, bilinmez.

*Müstakbel eşlerinin kariyer sahibi olmalarını istemeleri,

Bu bölümde iki kısma ayrılıyor; bir kısmı iyi bir kariyer yapsın bunun için eşek gibi okusun, okusun ama evlenince evinin kadını olsun isterken, diğer kısmı ise çalışsın kariyerine devam etsin görüşündedir.

*Eş adaylarının mazisi temiz, iyi ev kızı olmasını isterler, bekâret olmazsa olmaz şartlarıdır.

Hâlbuki bu kısım erkeklerin sicili, sevgililer savcılık kaydına geçse Abdullah Öcalan ile yarışır. Zira arkaları yaralı ve ölülerle doludur. Epey tecrübe sahibi olmuşlar, dışarıda onların tabiri ile eğlenilecek kızlarla vakit geçirmiş evlenilecek kız olmadığı hükmünü çıkarmış ve iyi aile kızı aramaktadırlar.

*Makam mevki sahibi birinin kızı ile evlenmek de olmazsa olmaz değil ama olursa güzel olur tercihleri arasındadır.

Evlenecekleri kadın evde köleleri olabilme potansiyeline sahipken dışarıda bu kölelik pısırıklığından tamamen sıyrılıp onu taşıyabilen ultra modern bir yapıda olsun isterler.

İstekleri hiç bitmez.

Şimdi içinizden yok devede kulak diyenleriniz olmuştur.

Bu gibi isteklerinden yola çıkarak, bu grubun neden evlenemediklerini ayrıca açıklamaya hacet kalmıyor. İstedikleri şeylerde haklılar belki, ben onları anlıyorum ama kardeş zor be! Hepsi bir arada olmuyor, es kaza olursa da bu sefer siz bu aradığınız özellikteki kadınlarla güç yarışına giriyorsunuz. Egolar havada 3. Dünya harbi çıkarıyor ve iş yürümüyor. Biliyorum, biliyorum, ağlamayın.

Ve işin en acıklı kısmına gelirsek bu kısım erkekler düğünlerinde hep şöyle bir dedikoduya maruz kalıyor:

Ayy Neclaaa, kıızzz, kimseleri beğenmedi sonunda bu kızla mı evleniyor? Bula bula bunu mu buldu? (cümlenin ahengine ekşi suratlar ekleyin)

Hatta böyle bir abimiz vardı, bizden birkaç üst jenerasyondu. Evlenme aşamasında o kadar uç istekleri oldu ki; evet, kendini Brad Pitt, mesleğini bulunmaz Hint kumaşı sanıyordu. Mesela istekleri arasında hatunun mavi gözlü olması vardı. Böyle bir hatunu kendisi ile tanıştırdığımızda bize gözleri için;

Bu kadar da mavi demedik, 

diye bir bahane ile gelmişti. Kafa gidikti yani. Mavilik için bile parametreleri vardı. Dışarıya fırlayan gözlerinizi yerine yerleştirin zira daha bitmedi. Sonrasında evlendiği hatun ise tüm uç isteklerinin hiç birine uymayan aynı zamanda esmer biriydi.

Hâsılı kelam bu grup erkekler evde kalmışlıkta kadroludur ve bu yalnız mahallenin bekâr delikanlılarının* sayıları sandığınızdan çok daha fazladır.

*Aziz Nesin “Mahallenin Kısmeti”