Söz Sırası Annelerde!

Mezun olup geldikten sonra evde karşılaşacağımız durumları anlatan iki yazı yazmıştım.

1. Öğrencilerin Dram Dolu Hikayeleri
2. Mezuniyet Sonrası Ev Hayatı

Bu yazıların iki muhatabı vardı:
Anneler ve Çocukları.
Ben çocuklar kısmının duygu ve düşüncelerine tercüman olarak bu yazı yazınca karşı tarafa da söz hakkı doğdu. 

Bu söz hakkını almasını rica ettiğim, Selma Aydın'a çok teşekkür ediyorum, beni kırmadı.
Kendisi benim Facebook'tan görmeden çok sevdiğim bir arkadaşım. 
Ve o, çocuğunu yeni üniversiteye yollamış bir anne. 
Sizin o yazıma bıraktığınız yorumlar üzerine kendisi bize neler anlattı?
Sözü ona bırakıyorum.

Vaaaay kızlar biz anne ve babaları iyi gömmüşsünüz haa! :)
Bizler siz doğmadan daha anne karnındayken telaşa düşüyoruz. Nasıl olacak sağlıklı mı olacak, hayırlı mı olacak, okuyacak mı, ne okuyacak, okul masrafını karşılayabilecek miyim?
Doğuyorsunuz aynı korku, gerilim, heyecan, sevinç devam. İlkokula başlarken en güzel ve başarılı okulları araştır kayıt ettir. Beş yıl boyunca gün çıkmadan koştur koştur okul ders, yemek, arkadaşlarınız, toplantılarınız, ödevleriniz. 

Ohhh orta okullu oldum biraz nefes alıyım diyorsunuz yoook olmaz ne nefesi diyorsunuz:) Farklı okul, farklı arkadaşlar, unuttuğumuz ve hatırlamaya mecbur olduğunuz ödevler. 


Sancılı sbs sınavları, sabahtan akşama kadar bazen de akşamdan sabaha kadar hastane nöbetleri. Hani şu sbs stresi var ya sizi hastanelik eder bizler de sizinle hastanelik oluruz. Sonuç sınav stresi, strese karşı alerji varmış. Hobba bu nereden çıktı diyorsunuz, o kadarda baskıcı değilim diyorsunuz daha çok korumacı oluyoruz. 


Şüküür liseye geçti kalmadı artık ne gam ne keder derken ilk yıldan başlıyor bu seferde üniversite kaygınız. Ne yapacak, kazanacak mı, hangi dershaneye gitmek istiyor, kazanamazsa nasıl davranayım, bunlar sadece içimizdeki fırtınalar. 

Sizin yüzünüze 
-yavruum Allah hayırlısını versin kısmetse olur, sen elinden geleni yaptın diyerek yazık ki sizlere yarış atı gibi koşturduk.

Duur biter miii? Bu sefer de her geçen yıl değişen sınav sistemi ve isimleriyle üniversiteye giriş sınavları. Sizinle beraber 12 yıl beraber okula gidip gelmişiz, dersleri yapmışız artık son noktadayız. Kazanırsa rahatlayacağım, mezun olacağım dediğiniz bir dönemin son haftaları, dualar, okunmuş şekerler, sosyal hayattan uzaklaşma, çocuğunun yatağına kadar sofra hizmeti, onunla beraber uyanık kalmalar (yatsan bile uyur gibi gözüküp ancak o uyuyunca uyumalar) bu kadar korku gerilim ve heyecandan sonra sınav günüü....




Abartmıyorum kızlar sizinle beraber bizde yüreğimiz ağzımızda giriyoruz sınava. Yavrumuzun ve diğer yavrularının emekleri zayi olmasın, dualarıyla çıkışlarınızı bekliyoruz sınavdan. Ben anladım ki en gerilim zamanı sonuçlar açıklanana kadar ki zaman. 

Şüküüür kazandınız, içimiz kan ağlayarak senin hayatın diyerek gurbeti göze alarak tercihlerinize saygı duyuyoruz. Siz odanıza yerleşene kadar planlarımız, eksikleriniz, ihtiyaçlarınız düşünülüp yapılıyor. Aha da gitme vakti ağlamayacağım, odanı kiralara vereceğim, istediğim gibi gezeceği v.b...bahanelerle ayak üstü teselli ediyoruz kendimizi. Bu sefer de ne yapacak, vaktinde yemek yiyecek mi, vaktinde uyanacak mı, dersine yetişecek mi, çamaşırını yıkayıp ütüsünü yapabilecek mi, rahat ders çalışabilecek mi? 


Benim kızımın ilk yılı ve ilk haftaları. Şimdiden odasına dokunmadım, onun sevdiği hiç bir yemeği pastayı, salatayı yapmadım. Haa o yemiyor mu? Yook, devlet baba iyi bakıyor. Yiyor da işte ana baba yüreği. Bu ay beş güncüğüne tatile geliyor ve deliler gibi planlar programlar yapıyorum. Bazen hiç bir yere gitmeyip sadece sımsıkı sarılıp beş günü böyle yaşamak istiyorum tabii ki ben, o değil.


Kızlaaar inanın zor. Bizleri eleştiriyorsunuz ama bizler içinde zor. 19 yıl boyunca yanından hiç ayrılmadığınız canınız, kanınız, kankiniz, dert ortağınız, film arkadaşınız, öğretmeniniz, çocuğunuz sizi bırakıp uzak diyarlara gidiyor. 


Tabii ki sizden sonra anne babalar, sizin gibi başka hayatlara yelken açıyor. Ooohhh mis erken kalkma yoook, anneeeeeğ diye bağırıp isteklerde bulunan yok. Sofrayı kur dediğinde sokranarak söylenen yok. :)

Erken mi konuşuyorum bilmem ama bizlerde biraz rahatlayınca siz ilgi isteyen yavrucuklara birazcık garip oluyoruz. Belki de garip davranılmasının sebebi, sizlerin kalıcı değil de gidici gözüyle görmemiz :) Yani sizleri tekrardan anne baba evinin rahatlığına alıştırmak istemediğimizdendir :) 

Eyy gençlik! Biz yaptık madem, siz yapmayın, yarın sizde anne baba olacaksınız.

Selam ve saygılarımla Selma Aydın.


Bana ulaşabileceğiniz diğer sosyal medya hesaplarım

Yorum Gönder

8 Yorumlar

  1. Anneme derim ben biz gidiyoruz siz keyfini sürün yalnızlığa alışın diye:)
    Ne güzel yazmış:) hepsi dogruuuuu hahaha

    YanıtlaSil
  2. Her zaman derim. Ben yaptığım davranışı yapıyorsam eğer, kendime göre bir nedenim olduğundan. Karşımdaki de aynı şekilde. Her konuyu iki taraftan dinlemek mükemmel!

    YanıtlaSil
  3. Ah Nabrutcum benim usaklar daha küçük amma ilk tehlikeli virajı dönmek üzereyiz Insaallah. Büyük kız TEOG imtihanına hazırlanıyor. Çok stresli bir donemdeyiz. Ben de onunla çalışıyorum. Tekrar üniversite imtihanlarina mi girsem Inkilap, Türkçe tamam bende :) Duaniza talibim. ( Bu arada dün akşamdan beri keyfimiz yerinde. Elhamdulillah)... Sevil

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. oyyy anne olmak ne zor.
      (evet elhamdülillah keyifler yerinde... <3 :)

      Sil
  4. Oyyyyyiii benim Annem okumasın kesin ağlar :D
    Çok güzel yazmış selma hanım ellerine sağlık :)

    YanıtlaSil