BEYPAZARI EVLERİ ''2''

NELER YEDİK?

Biz Beypazarı'nın güveçte etli pilavını tercih ettik.

Ama bunun haricinde yaprak sarması meşhur.

Tereyağlı kuru adını verdikleri gevrekleri meşhur.

Munbar adını verdikleri yine bir çeşit sucukları meşhur.

Veeeeee 80 katlı ev baklavaları...

Nasıl ama elde açıyorlar bu baklavaları:)

Burası küçük bir dükkanın küçük sofrası.

Sobanın keyfini özlüyoruz.

Üzerinde kestane çıtlatmayı,

ekmek kızartmayı.....

Sobanın çayıda bir başkadır.

Ders vermeye gittiğim bir kaç sobalı ev var ki çayının tadına hasret kalmıyorum.

Pazartesi arkadaşımın köydeki evine sobada kestane çıtlatmaya gideceğiz.

Sadece kestane. :)

Yaramazlık falan yapmayacağız ev boş bizden başka kimse yok diye kesinlikle karaoke falan yapmak gibi bir niyetimiz yok. Nereden çıkarttınız, aaaaa çok ayıp.

Beypazarı'nın gümüş işçiliği de çok meşhur.

Sadece vitrinlere baktım. Kolumdan çekiştirip şu güzel şeylerden bir tane almam gerektiğini savunan anneme hiç aldırmayarak hiç bir şey almadım.

Klasik basiret bağlanma durumu yani.

Bu gümüş işlemeli terlik küçüklüğümü hatırlattı bana. Birinin salonunda vardı ama kimin?

Annem yardımcı oldu. Çok sevgili(!) en küçük teyzemin bir büyüğü en büyük teyzemin de bir küçüğü güzel insan yüce kişiliğin :) evinde vardı bunlardan.

Levhadan da anlaşılacağı üzere gezip görülecek yer çok.

Ama vakit azlığı ve sağlık sorunları derken bunları başka bir zamana erteledik.

Peki ben günü nasıl tamamladım

Dönüş yolunda uyuyarak.